Artık istediğini alan, tuttuğunu kopartan bir Y.Samsunspor var. Tabii yazılanlar yönetimsel olarak geçerli… Zaten güçlü bir kadroya sahipken, takıma yedi önemli takviyeler yapıldı. Y.Samsunspor’da ne zaman bu denli zengin ve alternatifli bir kadro vardı, doğrusunu isterseniz hatırlamıyorum.
Sıra geldi böylesi başarılı yönetime ve böylesine büyük taraftara layık Y.Samsunspor’u sahada izlemeye. Ama sahada ‘tık’ yok…
20.haftaya kadar ‘sallan yuvarlan’ geldik. Gocunmadık… Lakin ‘liderlik koltuğunun sadece bir nefes ilerimizde’ diye teselli buluyorduk. Yakalanacak bir seri ile vites büyütüp farkı dahi açarız diye düşünüyor, umudumuzu taze tutuyorduk. Amed yenilgisini unutmaya çalışıyorduk ki, ikinci Sancaktepe ‘tokadı’ geldi… Üstelik mazeret haklarımızın tümünü kullandığımızı düşünürken...
Doksan dakika boyunca hem skor, hem de oyun olarak hesapları tutan Sancaktepe’ydi... İlk yarı itibariyle sahayı iyi kullanarak boş alan bırakmadılar. Önde basarak ileri çıkmamızı engellediler. Etten duvar ördüler, hatlarımız arasında ki bağı kopardılar... Bu oyun anlayışına maalesef taktik olarak cevap veremedik. Kenar yönetimi sadece seyretmekle yetindi.
İkinci yarıya bir tık daha hareketli başladık. Rakibe kendi taktiği; önde basmayla karşılık vermeye çalıştık. Ancak uzun sürmedi. Top bizde, temponun ve oyununun kontrolü rakipteydi. Golü çok istedik. O doğrultuda hamleler yaptık. Ne var ki gol beklentimiz istemekten ileri gidemedi. 90 dakika boyunca İ.Kubilay Yavuz’un tehlikeli sayılabilecek iki şutuyla avunmak zorunda kaldık.
Üç maçta iki mağlubiyet… Alışkanlık oldu sanırım bir kez daha ‘kendi ayağımıza sıktık’
Sıra geldi böylesi başarılı yönetime ve böylesine büyük taraftara layık Y.Samsunspor’u sahada izlemeye. Ama sahada ‘tık’ yok…
20.haftaya kadar ‘sallan yuvarlan’ geldik. Gocunmadık… Lakin ‘liderlik koltuğunun sadece bir nefes ilerimizde’ diye teselli buluyorduk. Yakalanacak bir seri ile vites büyütüp farkı dahi açarız diye düşünüyor, umudumuzu taze tutuyorduk. Amed yenilgisini unutmaya çalışıyorduk ki, ikinci Sancaktepe ‘tokadı’ geldi… Üstelik mazeret haklarımızın tümünü kullandığımızı düşünürken...
Doksan dakika boyunca hem skor, hem de oyun olarak hesapları tutan Sancaktepe’ydi... İlk yarı itibariyle sahayı iyi kullanarak boş alan bırakmadılar. Önde basarak ileri çıkmamızı engellediler. Etten duvar ördüler, hatlarımız arasında ki bağı kopardılar... Bu oyun anlayışına maalesef taktik olarak cevap veremedik. Kenar yönetimi sadece seyretmekle yetindi.
İkinci yarıya bir tık daha hareketli başladık. Rakibe kendi taktiği; önde basmayla karşılık vermeye çalıştık. Ancak uzun sürmedi. Top bizde, temponun ve oyununun kontrolü rakipteydi. Golü çok istedik. O doğrultuda hamleler yaptık. Ne var ki gol beklentimiz istemekten ileri gidemedi. 90 dakika boyunca İ.Kubilay Yavuz’un tehlikeli sayılabilecek iki şutuyla avunmak zorunda kaldık.
Üç maçta iki mağlubiyet… Alışkanlık oldu sanırım bir kez daha ‘kendi ayağımıza sıktık’