Y.Samsunspor'un puan cetvelindeki yeri beklentilerimizin hayli uzağında. Son üç haftada aldığı iki yenilginin bizlerdeki karşılığı ise tek kelimeyle; 'şok' olarak tanımlanabilir.Y.Samsunspor'un yönetimsel ve ekonomik olarak sıkıntısı yok. Kadro kalitesi tartışılmaz. Peki, bunca artının sahaya yansımasını neden göremiyoruz?
Sıkıntının adı;'takım olamamak' olabilir mi? Başarısızlığı tek bir faktöre indirgemek tüm faturanın Taner Taşkın'a kesilmesi olur ki, bu doğru olmaz. Ve kolaycı bir yaklaşım olur. Lakin takım görüntüsü verdiğimiz maçlar da var. Onları görmezden gelmek haksızlık olur.
Elbette ki hiç bir teknik adamın elinde sihirli değnek yok... Ne var ki Sancaktepe karşılaşmasında kenar yönetimin oyuna katkısı sadece; seyretmek oldu. Oyun içinde tedbir alma,rakibin oyun anlayışına karşılık verecek varyasyona gitme, sonra yenilginin faturasını bir önceki teknik heyete kes! Oh ne ala memleket...
Neyse maça gelelim... Y.Samsunspor'un gücünü bilen rakip, bize karşı çok da yabancı olmadığımız taktikle sahadaydı. Yat uzan, sallan yuvarlan... Hakem Emre Kargın'ın da yardımıyla bol bol yatıp uzandılar. Y.Samsunspor'da ise her ne kadar mücadele gücü yüksek oyuncular tercih edilmiş gibi görünse de, kadro bir önceki haftanın 'tepkisi' niteliğindeydi. Yinede İ.KubilayYavuz, SametAsatekin, Erhan Şentürk ve Erhan Kartal ne olursa olsun, ilk onbirin değişmezleri olmalı diye düşünüyorum. Nitekim İ.Kubilay'ın oyuna katkısını ikinci yarı boyunca izledik.
Hafta içi yapılan uyarılar oyuncularda karşılık bulmuş gibiydi. Son düdüğe kadar mücadele gücümüz üst düzeydi. İlk yarı itibariyle oyun üstünlüğü bizdeydi.Üç puan isteğimizi ortaya koyduk.Sahanın her bölgesinde pres yaptık. Baskı kurduk, pozisyonlar bulduk, gole yaklaştık ne var ki skoru değiştirmeyi başaramadık. Bal yapmayan arı gibiydik vesselam...
İkinci yarıya oyuna fazla katkıda bulunamayan Abdulkadir Özgen, İ.Kubilay Yavuz değişikliğiyle başladık.Değişiklik 50.dakikada meyvesini verdi. Golden sonra Eyüpspor 'yat yuvarlan' oyun anlayışını terk edince de oyun tempo kazandı ve görsel zevk aldı. Erhan Şentürk ve Bahattin Köse gol kaçırma yarışına girince, son bölümü yine diken üzerinde geçirdik.
'Rakiplerin kazandığı haftada, sahadan mutlak üç puanla ayrılmalıydık' sözü bizim için artık tarih oldu. Lakin tüm kredileri tükettik. Şampiyonluk ipini göğüslemenin tek bir yolu kaldı oda; kazanmak... Aksi halde şampiyonluk ipini göğüslemek hayal olur...
Sıkıntının adı;'takım olamamak' olabilir mi? Başarısızlığı tek bir faktöre indirgemek tüm faturanın Taner Taşkın'a kesilmesi olur ki, bu doğru olmaz. Ve kolaycı bir yaklaşım olur. Lakin takım görüntüsü verdiğimiz maçlar da var. Onları görmezden gelmek haksızlık olur.
Elbette ki hiç bir teknik adamın elinde sihirli değnek yok... Ne var ki Sancaktepe karşılaşmasında kenar yönetimin oyuna katkısı sadece; seyretmek oldu. Oyun içinde tedbir alma,rakibin oyun anlayışına karşılık verecek varyasyona gitme, sonra yenilginin faturasını bir önceki teknik heyete kes! Oh ne ala memleket...
Neyse maça gelelim... Y.Samsunspor'un gücünü bilen rakip, bize karşı çok da yabancı olmadığımız taktikle sahadaydı. Yat uzan, sallan yuvarlan... Hakem Emre Kargın'ın da yardımıyla bol bol yatıp uzandılar. Y.Samsunspor'da ise her ne kadar mücadele gücü yüksek oyuncular tercih edilmiş gibi görünse de, kadro bir önceki haftanın 'tepkisi' niteliğindeydi. Yinede İ.KubilayYavuz, SametAsatekin, Erhan Şentürk ve Erhan Kartal ne olursa olsun, ilk onbirin değişmezleri olmalı diye düşünüyorum. Nitekim İ.Kubilay'ın oyuna katkısını ikinci yarı boyunca izledik.
Hafta içi yapılan uyarılar oyuncularda karşılık bulmuş gibiydi. Son düdüğe kadar mücadele gücümüz üst düzeydi. İlk yarı itibariyle oyun üstünlüğü bizdeydi.Üç puan isteğimizi ortaya koyduk.Sahanın her bölgesinde pres yaptık. Baskı kurduk, pozisyonlar bulduk, gole yaklaştık ne var ki skoru değiştirmeyi başaramadık. Bal yapmayan arı gibiydik vesselam...
İkinci yarıya oyuna fazla katkıda bulunamayan Abdulkadir Özgen, İ.Kubilay Yavuz değişikliğiyle başladık.Değişiklik 50.dakikada meyvesini verdi. Golden sonra Eyüpspor 'yat yuvarlan' oyun anlayışını terk edince de oyun tempo kazandı ve görsel zevk aldı. Erhan Şentürk ve Bahattin Köse gol kaçırma yarışına girince, son bölümü yine diken üzerinde geçirdik.
'Rakiplerin kazandığı haftada, sahadan mutlak üç puanla ayrılmalıydık' sözü bizim için artık tarih oldu. Lakin tüm kredileri tükettik. Şampiyonluk ipini göğüslemenin tek bir yolu kaldı oda; kazanmak... Aksi halde şampiyonluk ipini göğüslemek hayal olur...