Henüz liderlik koltuğuna oturup 'aşağıyı' seyreder halde hedefe yürümesek de;'doğru yoldayız' diyebiliriz. Öyle ki 'neden yedi de yedi olmadı' diye, deplasmanda alınan beraberliğe dahi üzülüyoruz. Çünkü çok daha fazlası beklentisi içindeyiz. Çünkü haritada yerini bile bulmakta zorlandığım, adını belki de ilk kez duyduğumuz takımlara rakip olarak Y.Samsunspor adını yakıştıramıyoruz. Tıpkı bu lige yakıştıramadığmız gibi...
Takım adı mı, Meksikalı adı mı belli değil! Söz; Niğde'de yaşayan ve şehriyle övünen arkadaşıma ait. Onun şehrinde Niğde Anadolu Futbol Kulübü A.Ş. önündeydik.
İdeal onbiriyle Y.Samsunspor'un sahada olduğu söylenebilir. Karşısında ise; genç, dinamik ve kendini kanıtlama isteğiyle dolu oyuncu gurubu vardı. Yaptıkları presle pas trafiğimizi adeta felç ettiler. Hal böyle olunca da oyun kurmakta ve pozisyon üretmekte zorlandık. Sanırım böylesi bir direnci beklemiyorduk. Aksi halde ilk otuz dakika ne yaptığını bilmez bir oyun ortaya koymazdık.
34.dakikada ilk gol kokan pozisyonumuzun altında Bahattin Köse imzası vardı. Onu 39'da Oğuz Gürbulak izledi. Şayet 41.dakikada İ.Kubilay Yavuz bencilliğine yenik düşmeseydi, soyunma odasına önde gidebilirdik. Yanında musait pozisyonda iki arkadaşı olmasına karşın pas atmak yerine şut çekmeyi denedi.
İkinci yarı beklendiği gibi daha baskı olan Y.Samsunspor'du. Baskılı oynadık ancak rakibin kalabalık savunmasını aşacak oyun ortaya koyanadık. 90 dakika kanatları çalışmayan bir takım izledik. 73.dakikada Erkam Reçmen'nin ağlarla buluşan şutu dışında kaleciyi zorlayacak şutumuz olmadı.
Haftayı kayıpsız geçtik, eyvallah... 3 puanın haneye yazılması çok önemliydi ve bunu başardık. Sözümüz yok... Kötü oynadığınızda maçlarda da sahadan puanla ayrılıyorsanız şayet, hedefe giden yolda bunun önemi tartışılmaz. Ona da sözümüz yok...
Peki, 'sahada izlediğiniz hangi takımın hocası rakibini analiz anlamında dersine çalışmıştı' sorusuna cevabınız nedir?
İşin sonunda çekirgenin zıplayışlarını saymayalım da... Lakin zorlu bir etaba giriyoruz...
Takım adı mı, Meksikalı adı mı belli değil! Söz; Niğde'de yaşayan ve şehriyle övünen arkadaşıma ait. Onun şehrinde Niğde Anadolu Futbol Kulübü A.Ş. önündeydik.
İdeal onbiriyle Y.Samsunspor'un sahada olduğu söylenebilir. Karşısında ise; genç, dinamik ve kendini kanıtlama isteğiyle dolu oyuncu gurubu vardı. Yaptıkları presle pas trafiğimizi adeta felç ettiler. Hal böyle olunca da oyun kurmakta ve pozisyon üretmekte zorlandık. Sanırım böylesi bir direnci beklemiyorduk. Aksi halde ilk otuz dakika ne yaptığını bilmez bir oyun ortaya koymazdık.
34.dakikada ilk gol kokan pozisyonumuzun altında Bahattin Köse imzası vardı. Onu 39'da Oğuz Gürbulak izledi. Şayet 41.dakikada İ.Kubilay Yavuz bencilliğine yenik düşmeseydi, soyunma odasına önde gidebilirdik. Yanında musait pozisyonda iki arkadaşı olmasına karşın pas atmak yerine şut çekmeyi denedi.
İkinci yarı beklendiği gibi daha baskı olan Y.Samsunspor'du. Baskılı oynadık ancak rakibin kalabalık savunmasını aşacak oyun ortaya koyanadık. 90 dakika kanatları çalışmayan bir takım izledik. 73.dakikada Erkam Reçmen'nin ağlarla buluşan şutu dışında kaleciyi zorlayacak şutumuz olmadı.
Haftayı kayıpsız geçtik, eyvallah... 3 puanın haneye yazılması çok önemliydi ve bunu başardık. Sözümüz yok... Kötü oynadığınızda maçlarda da sahadan puanla ayrılıyorsanız şayet, hedefe giden yolda bunun önemi tartışılmaz. Ona da sözümüz yok...
Peki, 'sahada izlediğiniz hangi takımın hocası rakibini analiz anlamında dersine çalışmıştı' sorusuna cevabınız nedir?
İşin sonunda çekirgenin zıplayışlarını saymayalım da... Lakin zorlu bir etaba giriyoruz...