Samsunspor kazanması halinde çok büyük kazançlar elde edebileceği bir maçı hüsranla kapattı. Gol bile yemeden haftaya lider giren Ümraniyespor karşısında Samsunspor elde edebileceği bir galibiyetle sadece 3 puan almayacak, rakibine ilk yenilgiyi tattıracak, moral bulacak, puan farkını kapatacak ve zirveye iyice yapışacaktı.

Karşılaşmayı değerlendirmenin, ”ilk yarı yine etkisiz ataklar yaptık, ikinci yarı daha istekliydik, daha tehlikeli olabilecek pozisyonlar bulduk, şu iyi oynadı, şu kötü oynadı’  falan demenin fazla bir esprisi yok.

Çünkü 16’da sıfır…

Bir takım düşünün ki, şampiyonluğa oynuyor; sezonun en büyük transferlerini yapmış. Başkan sağ olsun, bir denileni iki etmemiş. Süper Lig’de birçok takımın bile bu kadar cömert bir başkanı yok. 20 küsur oyuncu alınmış. Ama geçen sezon dilimizde tüy bitmişti. Biz yazmaktan söylemekten yorulmuştuk. ”Ne olur bir golcü, bir santrfor” diye. Yine takımda ”golcü” yok.

Çünkü 16’da sıfır…

Maç öncesi endişemizi dile getirmiştik, ”Aman Ümraniye’nin tuzağına düşmeyelim, topu bize verip maçı alabilir” diye. Oyunun başında Samsunspor topa az da olsa daha çok sahipti. Sonra Ümraniye dengeyi yakaladı. Maç da yüzde 50’ye 50 bitti. Tamam, belki Samsunspor bu tuzağa düşmedi, maçı da kaybetmedi ama kazanamadı da. Niye?

Çünkü 16’da sıfır.

Ümraniye belki maç öncesi topu bize vererek, ani kontralarla sonuç almak istedi. Ama bunu kısmen başaramasa da özellikle ikinci devrede bir kaç kontra yakaladı, birinde golü attı. Birinde de Burak sağdan gelen ortada topu ıskaladı, Kehinde topu neredeyse boş kale yerine auta attı. Normalde Kehinde hiç topa vurmasa, top ona çarpsa da ağlara gidebilirdi. Ama o vurdu. Gol yapamamasının nedeni ise, bu topu beklemiyordu, Burak’ın bu topu kaçıracağını hesaplamamıştı. Hazırlıksız yakalanınca golü yapamadı. Bu da bizim şansımız oldu.

Samsunspor da bir kaç kontra yakaladı. Ama sonuç alamadı.

Çünkü 16’da sıfır.

Hocamız tam ifade edemeyebilirim ama, bir açıklamasında, ”Sadece forvet değil, bizde herkes gol atabilir” gibi bir söz etmişti. Ümraniye maçına baktığımızda birçok kişi kafa ve ayak ile şansını denedi. Yasin, Hasan, Tomane, Melih, Boli, Ali bir çırpıda sayabileceğimiz isimler. Hepsi de gol denemesi yaptı. Yani Samsunspor’da herkes gol atabilirdi, ama olmadı.

Çünkü 16’da sıfır.

Ligin en fazla şut atan iki takımından birisi olan ve en çok korner kullanan ekibi olan Samsunspor, dün tek golünü penaltıdan atabildi, tek isabetli şut da buydu. Kırmızı-beyaz-siyahlı takımımız bunun dışında 7 korner atışıyla birlikte, 16 şut çekti. Hiç birisi de üç direğin arasını göremedi. Meşin yuvarlak sağdan, soldan, üstten gitti. Eğer imkânı olsaydı, yerden bile, çimlerin altından auta giderdi; o kadar yani!

Çünkü 16’da sıfır…

Teknik direktör Mehmet Altıparmak karşılaşmadan sonra, ”1-1’e üzüldük ama oyuna baktığınızda 2. yarıda maçı çok hak ettik” dedi, evet hocam galibiyeti hak etsek de cebimize girecek iki puanı daha kaybettik.

Çünkü 16’da sıfır…

Maçı kaybetmese de beraberliğin de Samsunspor açısından yenilgiden fazla bir farkı yok. Ankaragücü’nün de Erzurumspor’u yenmesiyle, ilk iki ile makas biraz daha açıldı. Lider ile 9 puanlık fark aynı kalsa da ikinci ile 5’ten 7’ye çıktı.

Tamam bir maçımız eksik, ligin daha 8. haftası geride kaldı. Daha takıma katılacak sakatlar var! Köprünün altından çok sular akacak. Akacak akmasına da umutlanmak da çok kolay değil.

Çünkü 16’da sıfır…