Lige hüsranla giriş yapan Samsunspor, kötü gidişe dur demek amacıyla Çaykur Rizespor deplasmanına çıktı. Ligin ilk 4 haftasında 11'inde ısrarla değişiklik yapmayan Teknik Direktör Bayram Bektaş, bu kez biri mecburiyetten iki değişiklikle takımını sahaya sürdü.
Sakat Celil'in yerine Yusuf Emre orta alanda forma giyerken, Harris kesik yiyen ilk isim oldu. Hafta içinde ''Kanat oyuncusunu forvet oynatmaktan'' yakınan, kulübesinde oturan kral unvanlı santrforu Ahmet'i belki de yok sayan Bektaş, Tanque'yi ilk kez gol umudu olarak 11'e aldı. Bundan önce mecburen (!) santrfor oynattığı Laura'yı da kanada çekti.
Samsunspor ilk dakikalarda golü bulabilirdi, önce Emre'nin pasında Rize savunması vuruş imkanı vermedi, sonra Alim kaleciye kolay bir top attı. Hemen ardından da Tanque auta yolladı. Kırmızı-beyaz-siyahlı takım istekli başlar gibi görünse de Rizespor golü bulan taraf oldu. Savunmanın bir türlü uzaklaştıramadığı topu Mithat kaleye yolladı, savunmamıza da çarpan top köşeden ağlara gitti.
İşte vurmadan vurmaya fark var. Senin golcün kaleyi bile tutturamıyor, elin futbolcusu, sağa sola çarpa çarpa da olsa direklerin arasını buluyor...
Yediğimiz gole kadar Rize açık bir oyunu tercih ettiği için olsa gerek, biz de pozisyonların içinde olduk. Ama golden sonra Rize erken geri çekildi, oyunu yavaşlattı, her fırsatta bir oyuncu yere yattı. Rize kapanınca da yaklaşık yarım saatlik sürede sahada futbol adına bir şey göremedik. Maalesef Samsunspor'da kapalı savunmayı açacak paslar, ikiye birler yoktu, adam eksiltecek yetenekli ayaklar da bu bölümde işbaşında olmadığı için bizleri ayağa kaldıracak bir an da yaşanmadı. Ama 42'de yetenekli bir ayağın neler yapabileceğini gördük.
Fofana bu dakikada Osman'ın başlattığı atakta topu aldı götürdü, götürdü... Ceza alanına girdi, pas vermeyip vurmayı tercih etti ve ilk devredeki en olumlu işi yapıp, skoru eşitledi. Vurmadan vurmaya fark var dedik ya... İşte bu da doğru yere vurunca gol atmanın çok da zor olmadığının bir örneğiydi.
İlk kez 11'de değişiklik yapan Bektaş, ilk kez devre arasında bir değişikliğe de imza attı. Celil'in yerine şans bulan Emre, etkisiz kalınca yerini son transfer Ali Kaan'a bıraktı.
İkinci yarının başlarında beklemediğimiz bir anda topu ağlarımızda gördük. Ancak bu sezon VAR'ın ikinci kez faydasını gördük. Pozisyonun başlangıcında Koray'ın topu elle önüne almasını iyi yakalayan VAR hakemi Serkan Tokat'a ve AVAR Cansu Tiryaki'ye teşekkür etmek lazım. İptal doğru karardı.
İkinci yarıya beraberlikle girilince Rize mecburen daha açık oynamak zorunda kaldı. Aslında bu bizim işimize yarayabilirdi. Çünkü kapalı savunmayı açamayan Samsunspor böylece boş alan bulabiilirdi ama maalesef Samsunspor'da bunu gerçekleştirecek ne bir kenar yönetimi ne de sahada futbolcu grubu vardı.
Samsunspor için iyi bir şeyler yazayım diyorum, ama bulamıyorum. Osman çabaladı biraz. Savunmanın göbeği de fena değildi. Fofana büyük yetenek ama maç içinde anlık parlamalarla bir şeyler yapıyor. Bunun birinde de golü attı. Laura, Tanque ve sonradan oyuna giren Harris sahada yoktu. Boldrin'in takıma en önemli katkısı, kendisine çok faul yapılıyor. Böylece top en azından bizde biraz daha kalıyor. Rize'de Fofana'nın golü öncesi Osman'dan gelen topu bir dokunuşla Fofana'nın önüne bırakması ise usta işiydi, hakkını verelim. Boldrin işte bunları yapabilecek ve yapması gereken bir oyuncu. Sezon başından bu yana ilk kez gördük. Son olmaz inşallah.
Teknik Direktör Bayram Bektaş'ın Ahmet'i takımda bir türlü düşünmemesi enteresan. Rize'de son değişikliği yaparken, sadece Novikovas'ın oyuna girmesi ve Ahmet'in es geçilmesi, taraftarı isyan ettirdi. Yine hocaya istifa çağrıları yükseldi.
Sanırım bu iş artık inada biniyor. Taraftarlar, yorumcular, futboldan iyi kötü anlayan herkes, Ahmet'in oynaması gerektiğini söylüyor. Ama Bayram hoca ısrarlar arttıkça, Ahmet'i daha da defterden siliyor, sonradan da oyuna almıyor. İnadın kimseye faydası yok. Hoca ateşi maşasız tutmaya çalışıyor. Dikkat etsin o ateş Samsunspor'u yaktığı gibi kendi elini de yakabilir. Samsunspor'un başarısı ve başarısızlığı onun da kariyerine yazılacak.
Bayram Bektaş hoca, Ahmet'i niye oynatmadığını herkesi ikna edecek bir şekilde anlatmalı. Ya bu oyuncu çok kötü (!), geçen sezon şansa kral oldu (!), hoca onda ışık görmüyor. - Hocanın ışık gördüklerinde de biz bir şey görmüyoruz ya, neyse. - Ya da hocanın oyun sistemine uymuyor... Duyamadım... ''Samsunspor'un sahada oynadığı bir sistem mi var'' mı diyorsunuz?
Normalde Çaykur Rizespor deplasmanından beraberlikle dönmek kötü bir sonuç değil. Ama son 3 haftada öyle bedava puan kayıpları yaptık ve yarışın dışına düştük ki, burada bıraktığımız iki puan bizi zirvenin biraz daha uzağına attı. Haliyle Rize beraberliğine de sevinecek halimiz yok.
Sakat Celil'in yerine Yusuf Emre orta alanda forma giyerken, Harris kesik yiyen ilk isim oldu. Hafta içinde ''Kanat oyuncusunu forvet oynatmaktan'' yakınan, kulübesinde oturan kral unvanlı santrforu Ahmet'i belki de yok sayan Bektaş, Tanque'yi ilk kez gol umudu olarak 11'e aldı. Bundan önce mecburen (!) santrfor oynattığı Laura'yı da kanada çekti.
Samsunspor ilk dakikalarda golü bulabilirdi, önce Emre'nin pasında Rize savunması vuruş imkanı vermedi, sonra Alim kaleciye kolay bir top attı. Hemen ardından da Tanque auta yolladı. Kırmızı-beyaz-siyahlı takım istekli başlar gibi görünse de Rizespor golü bulan taraf oldu. Savunmanın bir türlü uzaklaştıramadığı topu Mithat kaleye yolladı, savunmamıza da çarpan top köşeden ağlara gitti.
İşte vurmadan vurmaya fark var. Senin golcün kaleyi bile tutturamıyor, elin futbolcusu, sağa sola çarpa çarpa da olsa direklerin arasını buluyor...
Yediğimiz gole kadar Rize açık bir oyunu tercih ettiği için olsa gerek, biz de pozisyonların içinde olduk. Ama golden sonra Rize erken geri çekildi, oyunu yavaşlattı, her fırsatta bir oyuncu yere yattı. Rize kapanınca da yaklaşık yarım saatlik sürede sahada futbol adına bir şey göremedik. Maalesef Samsunspor'da kapalı savunmayı açacak paslar, ikiye birler yoktu, adam eksiltecek yetenekli ayaklar da bu bölümde işbaşında olmadığı için bizleri ayağa kaldıracak bir an da yaşanmadı. Ama 42'de yetenekli bir ayağın neler yapabileceğini gördük.
Fofana bu dakikada Osman'ın başlattığı atakta topu aldı götürdü, götürdü... Ceza alanına girdi, pas vermeyip vurmayı tercih etti ve ilk devredeki en olumlu işi yapıp, skoru eşitledi. Vurmadan vurmaya fark var dedik ya... İşte bu da doğru yere vurunca gol atmanın çok da zor olmadığının bir örneğiydi.
İlk kez 11'de değişiklik yapan Bektaş, ilk kez devre arasında bir değişikliğe de imza attı. Celil'in yerine şans bulan Emre, etkisiz kalınca yerini son transfer Ali Kaan'a bıraktı.
İkinci yarının başlarında beklemediğimiz bir anda topu ağlarımızda gördük. Ancak bu sezon VAR'ın ikinci kez faydasını gördük. Pozisyonun başlangıcında Koray'ın topu elle önüne almasını iyi yakalayan VAR hakemi Serkan Tokat'a ve AVAR Cansu Tiryaki'ye teşekkür etmek lazım. İptal doğru karardı.
İkinci yarıya beraberlikle girilince Rize mecburen daha açık oynamak zorunda kaldı. Aslında bu bizim işimize yarayabilirdi. Çünkü kapalı savunmayı açamayan Samsunspor böylece boş alan bulabiilirdi ama maalesef Samsunspor'da bunu gerçekleştirecek ne bir kenar yönetimi ne de sahada futbolcu grubu vardı.
Samsunspor için iyi bir şeyler yazayım diyorum, ama bulamıyorum. Osman çabaladı biraz. Savunmanın göbeği de fena değildi. Fofana büyük yetenek ama maç içinde anlık parlamalarla bir şeyler yapıyor. Bunun birinde de golü attı. Laura, Tanque ve sonradan oyuna giren Harris sahada yoktu. Boldrin'in takıma en önemli katkısı, kendisine çok faul yapılıyor. Böylece top en azından bizde biraz daha kalıyor. Rize'de Fofana'nın golü öncesi Osman'dan gelen topu bir dokunuşla Fofana'nın önüne bırakması ise usta işiydi, hakkını verelim. Boldrin işte bunları yapabilecek ve yapması gereken bir oyuncu. Sezon başından bu yana ilk kez gördük. Son olmaz inşallah.
Teknik Direktör Bayram Bektaş'ın Ahmet'i takımda bir türlü düşünmemesi enteresan. Rize'de son değişikliği yaparken, sadece Novikovas'ın oyuna girmesi ve Ahmet'in es geçilmesi, taraftarı isyan ettirdi. Yine hocaya istifa çağrıları yükseldi.
Sanırım bu iş artık inada biniyor. Taraftarlar, yorumcular, futboldan iyi kötü anlayan herkes, Ahmet'in oynaması gerektiğini söylüyor. Ama Bayram hoca ısrarlar arttıkça, Ahmet'i daha da defterden siliyor, sonradan da oyuna almıyor. İnadın kimseye faydası yok. Hoca ateşi maşasız tutmaya çalışıyor. Dikkat etsin o ateş Samsunspor'u yaktığı gibi kendi elini de yakabilir. Samsunspor'un başarısı ve başarısızlığı onun da kariyerine yazılacak.
Bayram Bektaş hoca, Ahmet'i niye oynatmadığını herkesi ikna edecek bir şekilde anlatmalı. Ya bu oyuncu çok kötü (!), geçen sezon şansa kral oldu (!), hoca onda ışık görmüyor. - Hocanın ışık gördüklerinde de biz bir şey görmüyoruz ya, neyse. - Ya da hocanın oyun sistemine uymuyor... Duyamadım... ''Samsunspor'un sahada oynadığı bir sistem mi var'' mı diyorsunuz?
Normalde Çaykur Rizespor deplasmanından beraberlikle dönmek kötü bir sonuç değil. Ama son 3 haftada öyle bedava puan kayıpları yaptık ve yarışın dışına düştük ki, burada bıraktığımız iki puan bizi zirvenin biraz daha uzağına attı. Haliyle Rize beraberliğine de sevinecek halimiz yok.