Ekol üretmek, sistem oluşturmak, gelenek inşa etmek… Bir türlü bizde oluşamayan şeyler yani…
Temel alınan tarzın üzerine anılanları inşa edemiyorsanız şayet; oyununuz oyuncunun kişisel becerisine mahkûm olmaktan öteye geçemez. İlk beş karşılaşmanın verdiği mesaj; bizim biraz daha zamana ihtiyacımız var. Tabii deplasman karnemizin sıfır çekmesine iç sahada kaybedilen puanı eklemeyi de unutmamak gerekiyor…
Gençlerbirliği kaliteli ayaklardan oluşan güçlü bir ekip. Oyun sistemini de oyuncuların özelliklerine göre oturtmaya çalışıyor. Bizim karşımızda sistemleri de tıkır tıkır işledi.
Her iki takım da sahaya futbol oynamaya çıktığından dolayı; tempolu, zevkli, çoğu rakibe ait bol pozisyonlu ve karşılıklı ikişer golün atıldığı doksan dakika izledik...
Her iki takımın da kazanacağı, hatta farklı kazanacağı bir karşılaşma izledik. İki taraf da çok kaçırdı. Kaçan pozisyonlarda şans bir onların, bir bizim yanımızda oldu.
İki gol yemesine rağmen sahanın yıldızı; Aykut Özer’di. Bu dahi çok şey anlatmaya yetiyor. Aykut resmen hezimeti önledi…
‘Bir yerlerde bir şeyler eksik’ diye düşündüren çok şey var. Takım ruhunun henüz oluşmamış olması olabilir mi?
Hatlarımız arasındaki kopukluk, yediğimiz iki golde adam paylaşımındaki eksiklik, oyun sistemimizi kökten etkileyen bireysel hataların fazlalığının iyi birer örnek olduğunu düşünüyorum.
Bu kadar çok hata yapıyorsanız ağır faturaya da katlanmak zorunda kalmanız kaçınılmaz...
Skor üzmüş olsa da seyir zevki hayli yüksekti. Her iki takımı kutluyorum…
Temel alınan tarzın üzerine anılanları inşa edemiyorsanız şayet; oyununuz oyuncunun kişisel becerisine mahkûm olmaktan öteye geçemez. İlk beş karşılaşmanın verdiği mesaj; bizim biraz daha zamana ihtiyacımız var. Tabii deplasman karnemizin sıfır çekmesine iç sahada kaybedilen puanı eklemeyi de unutmamak gerekiyor…
Gençlerbirliği kaliteli ayaklardan oluşan güçlü bir ekip. Oyun sistemini de oyuncuların özelliklerine göre oturtmaya çalışıyor. Bizim karşımızda sistemleri de tıkır tıkır işledi.
Her iki takım da sahaya futbol oynamaya çıktığından dolayı; tempolu, zevkli, çoğu rakibe ait bol pozisyonlu ve karşılıklı ikişer golün atıldığı doksan dakika izledik...
Her iki takımın da kazanacağı, hatta farklı kazanacağı bir karşılaşma izledik. İki taraf da çok kaçırdı. Kaçan pozisyonlarda şans bir onların, bir bizim yanımızda oldu.
İki gol yemesine rağmen sahanın yıldızı; Aykut Özer’di. Bu dahi çok şey anlatmaya yetiyor. Aykut resmen hezimeti önledi…
‘Bir yerlerde bir şeyler eksik’ diye düşündüren çok şey var. Takım ruhunun henüz oluşmamış olması olabilir mi?
Hatlarımız arasındaki kopukluk, yediğimiz iki golde adam paylaşımındaki eksiklik, oyun sistemimizi kökten etkileyen bireysel hataların fazlalığının iyi birer örnek olduğunu düşünüyorum.
Bu kadar çok hata yapıyorsanız ağır faturaya da katlanmak zorunda kalmanız kaçınılmaz...
Skor üzmüş olsa da seyir zevki hayli yüksekti. Her iki takımı kutluyorum…