Kazanan kadroyu (!) bozmayan Bayram Bektaş, "Bu takım baskın oynuyor. Samsunspor bu ligde bir güçtür. Bütün rakiplerde bunu kabul ediyor. Bu takımın şu an lider olması gerekiyordu." demiş…
Maç kazanamayan takım nasıl lider olacak, keşke onun da demiş olsaydı…
Aydınlanırdık…
Bizim bilmediğimiz bir formülü vardır belki de...
İlk kırk dakika futbol değil kör dövüşü vardı adeta. Görsel zevk, bırakın amatör maçları, mahalle maçlarına dahi varamadı. O kadar ki, maçın spikeri baktı ki sahadan aktarılacak bir şey yok, bari hikâye anlatayım dedi.
Ve ayağımıza kadar gelen öne geçme fırsatı... Takıma moral olacak, maçın seyri değişecek, tribünler ateşlenecek, belki de fark gelecek…
Olmadı…
Penaltı; öne geçme fırsatı için önemli şanstır. Biz ‘dert’ seviyesini aşıp şans seviyesine maalesef henüz ulaşamadık. Maalesef diyorum çünkü Antalyaspor ile play-Of finali, Altınordu ile oynadığımız Play-Of yarı final karşılaşmaları hala hafızalarda. Anlayacağınız o gün bugün ne ‘adam gibi’ penaltıcı bulunabilmiş, ne de ‘dert’ bizi terk etmiş…
İkici yarı; Manisa takımının oyuna katılması biraz olsun hareket getirdi. Neredeyse de yarıya golle başlayacaklardı. Başlayamadılar fakat maçı golle bitirmeyi bildiler…
Yüksel Yıldırım Bayram Bektaş’ı hangi kriterleri temel alarak takımın başına getirdi, hep merak etmişimdir.
Kim ya da kimler önerdi?
Teknik adam olarak hangi başarıları onu etkiledi?
Öyle ya bir şeylerden etkilenmiş olacak ki ciddi yatırım yaptığı ‘işletmeye’ yönetici olarak atadı.
Yoksa koskoca Yüksel Yıldırım, ucuz etin yahnisinin yavan olacağını bilmez mi?
Akıllı adamların mı parası olur, parasız adamların mı aklı olmaz, o denklemi henüz çözemedim. Ne var ki soru sormaya da, ‘soru sorma para ver’ diyen birileri çıkmaz diye düşünüyorum.
Bizimkisi merak işte…
Maç kazanamayan takım nasıl lider olacak, keşke onun da demiş olsaydı…
Aydınlanırdık…
Bizim bilmediğimiz bir formülü vardır belki de...
İlk kırk dakika futbol değil kör dövüşü vardı adeta. Görsel zevk, bırakın amatör maçları, mahalle maçlarına dahi varamadı. O kadar ki, maçın spikeri baktı ki sahadan aktarılacak bir şey yok, bari hikâye anlatayım dedi.
Ve ayağımıza kadar gelen öne geçme fırsatı... Takıma moral olacak, maçın seyri değişecek, tribünler ateşlenecek, belki de fark gelecek…
Olmadı…
Penaltı; öne geçme fırsatı için önemli şanstır. Biz ‘dert’ seviyesini aşıp şans seviyesine maalesef henüz ulaşamadık. Maalesef diyorum çünkü Antalyaspor ile play-Of finali, Altınordu ile oynadığımız Play-Of yarı final karşılaşmaları hala hafızalarda. Anlayacağınız o gün bugün ne ‘adam gibi’ penaltıcı bulunabilmiş, ne de ‘dert’ bizi terk etmiş…
İkici yarı; Manisa takımının oyuna katılması biraz olsun hareket getirdi. Neredeyse de yarıya golle başlayacaklardı. Başlayamadılar fakat maçı golle bitirmeyi bildiler…
Yüksel Yıldırım Bayram Bektaş’ı hangi kriterleri temel alarak takımın başına getirdi, hep merak etmişimdir.
Kim ya da kimler önerdi?
Teknik adam olarak hangi başarıları onu etkiledi?
Öyle ya bir şeylerden etkilenmiş olacak ki ciddi yatırım yaptığı ‘işletmeye’ yönetici olarak atadı.
Yoksa koskoca Yüksel Yıldırım, ucuz etin yahnisinin yavan olacağını bilmez mi?
Akıllı adamların mı parası olur, parasız adamların mı aklı olmaz, o denklemi henüz çözemedim. Ne var ki soru sormaya da, ‘soru sorma para ver’ diyen birileri çıkmaz diye düşünüyorum.
Bizimkisi merak işte…