Zirveye yürüyen takımlar kayıpsız geliyordu. Puan farkı kapanıyordu.
Lider kaybetmiş, liderlik şansı da ayağımıza kadar gelmişti.
Ayağa kadar gelen şansı elbette değerlendirmemek olmazdı.
Tüm hesaplar İzmir’den lider dönmek üzerine yapıldı…
Ne var ki; aklıyla davranışı arasında senkron oluşturmaktan aciz, Gökhan Alsan ve Nadir Çiftçi’nin çaylakça gördüğü kartlar hesaba dahil edilmemişti.
Bu sezon iyi bir performans sergilemediği için düne kadar ilk on sekize dahi alınmayan Gökhan Alsan’ın; A.Demirspor maçında kurtarıcı olarak sahaya sürülmesini, Altınordu karşısında ilk on birde sahaya çıkarılmasını bir yana bırakalım.
Hakemin tüm takdir haklarını rakipten yana kullanmasını ve çıkartılan kartların haklı veya haksız olduğunu da tartışmayalım…
Gördüğü ilk karttan sadece on beş dakika sonra ikinci sarı kartı hak edecek davranış içinde olmak(!) tartışılması gerekir bence?
Aynı şekilde oyuna girdikten sadece yedi dakika sonra kırmızı kartı görme becerisi(!) de tartışılmalı…
Profesyonelliği ve tecrübeyi, hayatî öneme sahip karşılaşmada takımı eksik bırakmanın neresinde aramalıyız?
Liderlik adına yapılmış tüm hesaplar sayelerinde alt üst oldu…
Buna sorumsuzluk demek hafif kalır…
Ve bunun mutlaka ve mutlaka okkalı cinsten bir faturası olmalı…
Sabotaja varan sorumsuzluğu kınıyor, dokuz kişi kalmalarına rağmen rakibe pozisyon vermeyen ‘savaşçıları’ ayakta alkışlıyorum…
Lider kaybetmiş, liderlik şansı da ayağımıza kadar gelmişti.
Ayağa kadar gelen şansı elbette değerlendirmemek olmazdı.
Tüm hesaplar İzmir’den lider dönmek üzerine yapıldı…
Ne var ki; aklıyla davranışı arasında senkron oluşturmaktan aciz, Gökhan Alsan ve Nadir Çiftçi’nin çaylakça gördüğü kartlar hesaba dahil edilmemişti.
Bu sezon iyi bir performans sergilemediği için düne kadar ilk on sekize dahi alınmayan Gökhan Alsan’ın; A.Demirspor maçında kurtarıcı olarak sahaya sürülmesini, Altınordu karşısında ilk on birde sahaya çıkarılmasını bir yana bırakalım.
Hakemin tüm takdir haklarını rakipten yana kullanmasını ve çıkartılan kartların haklı veya haksız olduğunu da tartışmayalım…
Gördüğü ilk karttan sadece on beş dakika sonra ikinci sarı kartı hak edecek davranış içinde olmak(!) tartışılması gerekir bence?
Aynı şekilde oyuna girdikten sadece yedi dakika sonra kırmızı kartı görme becerisi(!) de tartışılmalı…
Profesyonelliği ve tecrübeyi, hayatî öneme sahip karşılaşmada takımı eksik bırakmanın neresinde aramalıyız?
Liderlik adına yapılmış tüm hesaplar sayelerinde alt üst oldu…
Buna sorumsuzluk demek hafif kalır…
Ve bunun mutlaka ve mutlaka okkalı cinsten bir faturası olmalı…
Sabotaja varan sorumsuzluğu kınıyor, dokuz kişi kalmalarına rağmen rakibe pozisyon vermeyen ‘savaşçıları’ ayakta alkışlıyorum…