Y.Samsunspor, adı neredeyse Altınordu ile bütünleşmiş olan Hüseyin Eroğlu ile sözleşme imzalandığını resmi hesabından duyurdu.
Kısıtlı bütçelerle Altınordu’da neler yaptığını ve Türk futboluna nasıl değerler kazandırdığını biliyoruz. Kaliteli, karakterli ve kelimenin tam anlamıyla pırıl pırıl bir insandır, hayırlı olsun…
Y.Samsunspor taraftarının özlem ve beklentilerinin farkında olarak o imzayı attığını düşünüyorum. Ve umut ediyorum ki beklentilere cevap verecek başarıyı yakalar...
Bir yanda umut, diğer yanda kaynağı belli şaşkınlıklarımız!
Yüksel Yıldırım’ın yolladığı hocaların arkasından negatif yorumlar yaptığına birçok kez şahit olduk. Ertuğrul Sağlam’ın ayrılışı sonrasında ise sözlerin konuşmanın da ötesine geçtiğini ve neredeyse ‘ardına teneke bağlamaya’ vardığını hayretle izledik.
Bu kez Yüksel Yıldırım farklı bir yol izlemiş ve gidenin değil gelecek olanın arkasından konuşmuş!
Hüseyin Eroğlu için sarf ettiği sözlerin tamamını burada tekrarlamanın anlamı yok. Ancak “İyi bir hoca ama Samsunspor’un hocası değil” ve “ Belki yarın hoca bulamam (takımın) başına getiririm” sözleri önemli…
İlk olarak anlaşılan, Hüseyin Eroğlu zorunluluktan dolayı takımın başına getirilmiş. Çünkü ‘hoca bulunamamış’.
İkinci olarak ise; geçen kısa zaman içinde ve jet hızıyla Samsunspor’un hocası olduğu gerçeğine ulaşılmış!
Açıklamalar öylesine çelişkili, öylesine tutarsız ki neresinden tutarsanız tutun elinizde kalmaya mahkûm...
Adama takımınızı teslim etmeden önce “Samsunspor’un hocası değil” diyerek değersizleştiriyorsunuz! Bir de ‘denize düşen yılana sarılır’ durumu var tabii. Hoca bulamadığınız için takımın başına getirmişsiniz.
Garip bir durum…
Akla ilk gelen artısı; Hüseyin Eroğlu, ligi çok iyi tanıyor ve patronla çalışmanın ne demek olduğunu biliyor. Her iki faktör de önemli…
Eksisi ise; Altınordu takımında on maç kaybetse bile seyirci baskısı oluşmuyor ve bir şekilde idare ediyordu. Samsun’da tribünlerde seyirciden fazla taraftar olacak. Baskısı motivasyon bozabilir.
Kısıtlı bütçelerle Altınordu’da neler yaptığını ve Türk futboluna nasıl değerler kazandırdığını biliyoruz. Kaliteli, karakterli ve kelimenin tam anlamıyla pırıl pırıl bir insandır, hayırlı olsun…
Y.Samsunspor taraftarının özlem ve beklentilerinin farkında olarak o imzayı attığını düşünüyorum. Ve umut ediyorum ki beklentilere cevap verecek başarıyı yakalar...
Bir yanda umut, diğer yanda kaynağı belli şaşkınlıklarımız!
Yüksel Yıldırım’ın yolladığı hocaların arkasından negatif yorumlar yaptığına birçok kez şahit olduk. Ertuğrul Sağlam’ın ayrılışı sonrasında ise sözlerin konuşmanın da ötesine geçtiğini ve neredeyse ‘ardına teneke bağlamaya’ vardığını hayretle izledik.
Bu kez Yüksel Yıldırım farklı bir yol izlemiş ve gidenin değil gelecek olanın arkasından konuşmuş!
Hüseyin Eroğlu için sarf ettiği sözlerin tamamını burada tekrarlamanın anlamı yok. Ancak “İyi bir hoca ama Samsunspor’un hocası değil” ve “ Belki yarın hoca bulamam (takımın) başına getiririm” sözleri önemli…
İlk olarak anlaşılan, Hüseyin Eroğlu zorunluluktan dolayı takımın başına getirilmiş. Çünkü ‘hoca bulunamamış’.
İkinci olarak ise; geçen kısa zaman içinde ve jet hızıyla Samsunspor’un hocası olduğu gerçeğine ulaşılmış!
Açıklamalar öylesine çelişkili, öylesine tutarsız ki neresinden tutarsanız tutun elinizde kalmaya mahkûm...
Adama takımınızı teslim etmeden önce “Samsunspor’un hocası değil” diyerek değersizleştiriyorsunuz! Bir de ‘denize düşen yılana sarılır’ durumu var tabii. Hoca bulamadığınız için takımın başına getirmişsiniz.
Garip bir durum…
Akla ilk gelen artısı; Hüseyin Eroğlu, ligi çok iyi tanıyor ve patronla çalışmanın ne demek olduğunu biliyor. Her iki faktör de önemli…
Eksisi ise; Altınordu takımında on maç kaybetse bile seyirci baskısı oluşmuyor ve bir şekilde idare ediyordu. Samsun’da tribünlerde seyirciden fazla taraftar olacak. Baskısı motivasyon bozabilir.