İlk yarı ‘sefilleri’, ikinci yarı; futbol oynayan bir takım izledik… Oyuncular aynı olmasına karşın, yediğimiz üçüncü golden sonra başlayan ve ikinci yarı devam eden farklı karakterli bir oyun ortaya koydular…
Takımların kupa maçlarındaki kadro tercihlerinin, genellikle yedek ağırlıklı olduğunu bilmeyenimiz yoktur. İlk onbirdeki on oyuncunun birden yedek ağırlıklı olması resmen;' bu nasıl kadro' dedirtti... Hafta sonu çok önemli bir maça çıkacağız. Eyvallah… Yerinde oynamayan Erkam’ı da saymazsak, takımın tamamının yedek ağırlıklı olmasını açıkcası anlamakta zorlandım .
Sadece kadromu? Yediğimiz üç golde de Nuri Terliksiz imzası vardı! Ercan Yazıcı sahada olmasına rağmen Ertuğrul Sağlam'ın saha içi rotasyona gitmemesi de anlayamadıklarımız arasındaydı.
On beş maçta sadece beş gol yiyen takım, on üç-on dört dakikada üç gol birden yiyince toparlanması kolay olmadı. Kendimi bıraktım, kilometrelerce yol kat edip armasının peşinde olan tribündeki taraftarlarımız adına üzüldüm…
Üçüncü golden sonra üzerimizdeki ‘ölü toprağını’ atarak silkindik. Demek ki uyanma emareleri göstermeleri için üç gol birden yemeleri gerekiyormuş! İlk yarının son dakikalarında Aytaç Sulu’nun golünden sonra ise ümitlendik.
İkinci yarı; savunmada daha dikkatli, dönen toplara sahip olan, ayağa pas yapan, önde basan, gol arayan bambaşka bir Y.Samsunspor vardı sahada … Topun da, oyunun da hakimi bizdik. İlyas Kubilay Yavuz ve Bahattin Köse’nin oyuna dahil olmasından sonra oyuna iyice ağırlığımızı koyduk. Pozisyonlar ürettik. Tur kapısını açacak gol veya golleri bir türlü bulamadık. İ.Kubilay Yavuz’un ayağından 85’de penaltıdan bulduğumuz golle de turu Samsun’a bıraktık.
Kupanın ikinci ayağında umut ediyorum ki yine on yeni oyuncuyla sahada olmayız…
Takımların kupa maçlarındaki kadro tercihlerinin, genellikle yedek ağırlıklı olduğunu bilmeyenimiz yoktur. İlk onbirdeki on oyuncunun birden yedek ağırlıklı olması resmen;' bu nasıl kadro' dedirtti... Hafta sonu çok önemli bir maça çıkacağız. Eyvallah… Yerinde oynamayan Erkam’ı da saymazsak, takımın tamamının yedek ağırlıklı olmasını açıkcası anlamakta zorlandım .
Sadece kadromu? Yediğimiz üç golde de Nuri Terliksiz imzası vardı! Ercan Yazıcı sahada olmasına rağmen Ertuğrul Sağlam'ın saha içi rotasyona gitmemesi de anlayamadıklarımız arasındaydı.
On beş maçta sadece beş gol yiyen takım, on üç-on dört dakikada üç gol birden yiyince toparlanması kolay olmadı. Kendimi bıraktım, kilometrelerce yol kat edip armasının peşinde olan tribündeki taraftarlarımız adına üzüldüm…
Üçüncü golden sonra üzerimizdeki ‘ölü toprağını’ atarak silkindik. Demek ki uyanma emareleri göstermeleri için üç gol birden yemeleri gerekiyormuş! İlk yarının son dakikalarında Aytaç Sulu’nun golünden sonra ise ümitlendik.
İkinci yarı; savunmada daha dikkatli, dönen toplara sahip olan, ayağa pas yapan, önde basan, gol arayan bambaşka bir Y.Samsunspor vardı sahada … Topun da, oyunun da hakimi bizdik. İlyas Kubilay Yavuz ve Bahattin Köse’nin oyuna dahil olmasından sonra oyuna iyice ağırlığımızı koyduk. Pozisyonlar ürettik. Tur kapısını açacak gol veya golleri bir türlü bulamadık. İ.Kubilay Yavuz’un ayağından 85’de penaltıdan bulduğumuz golle de turu Samsun’a bıraktık.
Kupanın ikinci ayağında umut ediyorum ki yine on yeni oyuncuyla sahada olmayız…