Son 3 haftaya girilirken mucizelere kalan play-off ihtimali dışında hedefi olmayan Samsunspor, Boluspor deplasmanına çıktı.
Teknik Direktör Yücel Uyar, galibiyeti kaçırdığımız Ankaragücü maçına göre iki değişiklik yaptı. Melih Altıkulaç'ın yerine sezon boyunca sol bekin tapusunu üzerine alan Soner görev yaparken, sakatlanan Hasan'ın görev bölgesinde de Berk forma giydi.
Samsunspor oyunun ilk çeyrek saatinde topa daha çok sahip olsa da gol pozisyonuna girmekten uzaktı. Ama hemen ardından 10 dakikada 3 önemli fırsat yakaladık.
Öncelikle 18 yaşındaki Polat, 17. dakikada sinyalini verdiği golü 19. dakikada atmayı da başardı. Önce Tomane'nin kafa ile indirdiği topu önüne çok iyi alıp çaprazdan vuran genç oyuncu isabeti bulamadı. Ama hemen 2 dakika sonra Fofana'nın ortasında kafayla ağları havalandırdı. Polat'ın attığı gol birçok açıdan önemliydi. Bir kere Samsunspor bu sezon özellikle böyle yan toplarda ya da duran top organizasyonlarında golle buluşmakta zorlanıyordu. Fofana'nın ortasında özlediğimiz kafa golüne imzasını atan Polat'ı ayakta alkışlamak lazım.
Burada sadece Polat'ın attığı gol değil, gole giden süreç de önemli. Fofana solda topla buluştuğunda orta saha çizgisinin biraz önünde olan Polat hızla ceza alanına koşarken, takım arkadaşına işaret ederek top istedi. Çok da iyi bir yere hareketlendi ve Fofana da topu oraya attı. Her zaman dediğimiz gibi. Gol için iki temel kural var. Bir; topu doğru yere atacaksın. İki; topu doğru yerde bekleyeceksin. Bu ikisi birden olunca da gol kaçınılmaz oluyor...
27'de Fofana'nın ortasında Tomane'nin nefis röveşatasının gol olmaması büyük şanssızlıktı. 2-0 bizi çok rahatlatacaktı. Ne varki, bu 10 dakikalık şovun ardından şanssızlık ve dikkatsizlikle kalemizde golü gördük. Roshi'nin ortasında golü atan Balaj'dan önce Yunus Emre kötü zamanlama ile topa vuracak kadar yükselemedi, Osman da seyredince beraberlik geldi.
1-1'den sonra tempo ve heyecanın düştüğü oyunda ikinci devre de aynı yavanlıkta başladı. Maç rölantide geçerken 54'te neredeyse kopya bir gol yedik. Bülent ortaladı bu kez Berk ile Osman seyretti, Balaj yine kafayı vurdu. Burada kaleci Nurullah'ın da büyük hatası vardı. Önce çıkmak istedi sonra vazgeçti, kafa vuruşu sonrasında da kararsızlığının cezası olarak müdahale edemedi.
Samsunspor geriye düştükten sonra beraberliğe ulaşabileceği fırsatlar da buldu. Özellikle son dakikalarda Saviçeviç'in iki güzel ortasında - zaten maçta bunu iki kez yaptı - önce Tallo yakın mesafeden auta attı, sonra Tomane kafa vuruşunu direğe nişanladı.
Samsunspor'da çok öne çıkan isim yoktu. Polat iyi şeyler yapmaya başlıyor. Hücumda kalitesinden örnekler sundu. Savunma tarafında da iyiydi. Geriye yardım etti, çalıştı. Ama iki haftadır oyundan alınıyor. Bu saatten sonra Samsunspor'un skor olarak kazanacağı fazla şey yok. Polat her şeye rağmen 90 dakikayı tamamlamalı.
Tomane yine savaşıyor, Fofana oyun içinde anlık sıçramalar yapıyor, ama aldı mı giden, rakibi çaresiz bırakan yırtıcılığı son haftalarda olduğu gibi bu kez de eksikti.
Aslında Samsunspor hücumda her türlü aksaklığa ve golcüsüzlüğüne rağmen, öyle ya da böyle maçı kazanabilecek golü atabiliyor. Bizim esas sorunmuz, çok kolay gol yememiz. Ve neredeyse aynı golleri yememize karşın önlem alamamamız. Bu bizim kaderimiz oldu.
Eyüpspor bizimle berabere kaldıktan sonraki 3 maçı kaybetti, 1 haftayı bay geçti. 4 hafta önce maç fazlasıyla 8 puan önümüzde olan Eyüpspor, bu dönemi puansız kapattı. Adanaspor maçını bir kenara bırakıyorum. Altınordu'yu yendik. Çok iyi oynadığımız ve kazanabileceğimiz Ankaragücü maçını berabere bitirdik. Boluspor karşısında öne geçtik, ama iki basit hatayla galibiyeti hediye ettik. Yani bu dönemde 9 puan alarak şu anda Eyüpspor'un önüne geçip play-off için en güçlü son aday biz olabilirdik.
Sadece 4 puanda kaldık ve şu anda 4 puan gerideyiz. Üstelik Tuzlaspor da önümüze geçti. Haftalar önce şunu yazmıştım: ''Bundan sonra Samsunspor play-off'a kalabilir mi? Kalabilir ama bunu kendi performansıyla yapamaz. Play-off yolundaki rakipleri ikramda bulunursa ve Samsunspor bu ikramı geri çevirmezse, bir umut... Ama bir şey daha ekleyeyim, içim kan ağlayarak! Rakipler bize bu ikramı sunsa bile bu takım ve teknik kadro bunu geri çevirir... Maalesef...''
Başka bir söze gerek var mı? İstemeyince, alamazsın...
Teknik Direktör Yücel Uyar, galibiyeti kaçırdığımız Ankaragücü maçına göre iki değişiklik yaptı. Melih Altıkulaç'ın yerine sezon boyunca sol bekin tapusunu üzerine alan Soner görev yaparken, sakatlanan Hasan'ın görev bölgesinde de Berk forma giydi.
Samsunspor oyunun ilk çeyrek saatinde topa daha çok sahip olsa da gol pozisyonuna girmekten uzaktı. Ama hemen ardından 10 dakikada 3 önemli fırsat yakaladık.
Öncelikle 18 yaşındaki Polat, 17. dakikada sinyalini verdiği golü 19. dakikada atmayı da başardı. Önce Tomane'nin kafa ile indirdiği topu önüne çok iyi alıp çaprazdan vuran genç oyuncu isabeti bulamadı. Ama hemen 2 dakika sonra Fofana'nın ortasında kafayla ağları havalandırdı. Polat'ın attığı gol birçok açıdan önemliydi. Bir kere Samsunspor bu sezon özellikle böyle yan toplarda ya da duran top organizasyonlarında golle buluşmakta zorlanıyordu. Fofana'nın ortasında özlediğimiz kafa golüne imzasını atan Polat'ı ayakta alkışlamak lazım.
Burada sadece Polat'ın attığı gol değil, gole giden süreç de önemli. Fofana solda topla buluştuğunda orta saha çizgisinin biraz önünde olan Polat hızla ceza alanına koşarken, takım arkadaşına işaret ederek top istedi. Çok da iyi bir yere hareketlendi ve Fofana da topu oraya attı. Her zaman dediğimiz gibi. Gol için iki temel kural var. Bir; topu doğru yere atacaksın. İki; topu doğru yerde bekleyeceksin. Bu ikisi birden olunca da gol kaçınılmaz oluyor...
27'de Fofana'nın ortasında Tomane'nin nefis röveşatasının gol olmaması büyük şanssızlıktı. 2-0 bizi çok rahatlatacaktı. Ne varki, bu 10 dakikalık şovun ardından şanssızlık ve dikkatsizlikle kalemizde golü gördük. Roshi'nin ortasında golü atan Balaj'dan önce Yunus Emre kötü zamanlama ile topa vuracak kadar yükselemedi, Osman da seyredince beraberlik geldi.
1-1'den sonra tempo ve heyecanın düştüğü oyunda ikinci devre de aynı yavanlıkta başladı. Maç rölantide geçerken 54'te neredeyse kopya bir gol yedik. Bülent ortaladı bu kez Berk ile Osman seyretti, Balaj yine kafayı vurdu. Burada kaleci Nurullah'ın da büyük hatası vardı. Önce çıkmak istedi sonra vazgeçti, kafa vuruşu sonrasında da kararsızlığının cezası olarak müdahale edemedi.
Samsunspor geriye düştükten sonra beraberliğe ulaşabileceği fırsatlar da buldu. Özellikle son dakikalarda Saviçeviç'in iki güzel ortasında - zaten maçta bunu iki kez yaptı - önce Tallo yakın mesafeden auta attı, sonra Tomane kafa vuruşunu direğe nişanladı.
Samsunspor'da çok öne çıkan isim yoktu. Polat iyi şeyler yapmaya başlıyor. Hücumda kalitesinden örnekler sundu. Savunma tarafında da iyiydi. Geriye yardım etti, çalıştı. Ama iki haftadır oyundan alınıyor. Bu saatten sonra Samsunspor'un skor olarak kazanacağı fazla şey yok. Polat her şeye rağmen 90 dakikayı tamamlamalı.
Tomane yine savaşıyor, Fofana oyun içinde anlık sıçramalar yapıyor, ama aldı mı giden, rakibi çaresiz bırakan yırtıcılığı son haftalarda olduğu gibi bu kez de eksikti.
Aslında Samsunspor hücumda her türlü aksaklığa ve golcüsüzlüğüne rağmen, öyle ya da böyle maçı kazanabilecek golü atabiliyor. Bizim esas sorunmuz, çok kolay gol yememiz. Ve neredeyse aynı golleri yememize karşın önlem alamamamız. Bu bizim kaderimiz oldu.
Eyüpspor bizimle berabere kaldıktan sonraki 3 maçı kaybetti, 1 haftayı bay geçti. 4 hafta önce maç fazlasıyla 8 puan önümüzde olan Eyüpspor, bu dönemi puansız kapattı. Adanaspor maçını bir kenara bırakıyorum. Altınordu'yu yendik. Çok iyi oynadığımız ve kazanabileceğimiz Ankaragücü maçını berabere bitirdik. Boluspor karşısında öne geçtik, ama iki basit hatayla galibiyeti hediye ettik. Yani bu dönemde 9 puan alarak şu anda Eyüpspor'un önüne geçip play-off için en güçlü son aday biz olabilirdik.
Sadece 4 puanda kaldık ve şu anda 4 puan gerideyiz. Üstelik Tuzlaspor da önümüze geçti. Haftalar önce şunu yazmıştım: ''Bundan sonra Samsunspor play-off'a kalabilir mi? Kalabilir ama bunu kendi performansıyla yapamaz. Play-off yolundaki rakipleri ikramda bulunursa ve Samsunspor bu ikramı geri çevirmezse, bir umut... Ama bir şey daha ekleyeyim, içim kan ağlayarak! Rakipler bize bu ikramı sunsa bile bu takım ve teknik kadro bunu geri çevirir... Maalesef...''
Başka bir söze gerek var mı? İstemeyince, alamazsın...