Tempo vardı, hırs vardı, her şeyden önemlisi kazanma isteği vardı…
Kazanabilirdik, verdiğimiz pozisyonları düşününce, puansız da dönebilirdik.
Önemli olan ve altı çizilmesi gereken; ortaya koyduğumuz mücadele azmi ve kazanma isteğiydi.
Savaşan, koşan bir takım vardı sahada.
Bu görüntüyü özlemişiz…
Bir karşılaşmadan keyif almayı ve heyecan duymayı da ekleyin buna…
Üstelik üç puanla ayrılabileceğimiz bir karşılaşmadan, bir puanla ayrılmanın burukluğuna rağmen…
Kişisel becerilerin skoru belirlediği karşılaşmaydı.
Timur’un ve Cihan’ın ceza sahası dışından, Pa Dibba’nın defansın arasından sıyrılarak buldukları gollerde kişisel beceriler ön plandaydı.
68.dakikada Fofana’nın ‘al da at’ pasını filelere yollamak yerine üstten dışarı atsa da sahanın yıldızı Tomane’ydi bence…
Rakip sahaya yolladığımız neredeyse tüm hava toplarını aktardı. Uzatmalardaki şutunun direkte patlaması şanssızlığımızdı.
Gol olsaydı hem güzel oyunu taçlanacak hem zorlu deplasmandan üç puanla ayrılabilecektik…
Oyunu rakip sahaya yıkmamızdaki en etkin isimlerdi; Savicevic ve Fofana… İki gol yemesine rağmen Nurullah Aslan da iyiler arasındaydı.
‘Yenemiyorsan yenilmeyeceksin’ kategorisinde karşılaşmaydı.
Alınan puanın moral ve motivasyon açısından anlamı tartışılmaz.
Verilen şansı en iyi şekilde değerlendiren Yunus Emre Çift de sahanın başarılıları arasındaydı. Aynı şeyi maalesef Polat Yaldır için söyleyemeyeceğim. Günümüz futbolunda oyun disiplinine sadık kalan ve oyunu çift yönlü oynayanlara; futbolcu deniyor. Umarım birileri bu konuda Polat’ı uyarır…
Ali Ülgen ve Soner Gönül değerlendirmelerini sizlere bırakıyorum…
Kazanabilirdik, verdiğimiz pozisyonları düşününce, puansız da dönebilirdik.
Önemli olan ve altı çizilmesi gereken; ortaya koyduğumuz mücadele azmi ve kazanma isteğiydi.
Savaşan, koşan bir takım vardı sahada.
Bu görüntüyü özlemişiz…
Bir karşılaşmadan keyif almayı ve heyecan duymayı da ekleyin buna…
Üstelik üç puanla ayrılabileceğimiz bir karşılaşmadan, bir puanla ayrılmanın burukluğuna rağmen…
Kişisel becerilerin skoru belirlediği karşılaşmaydı.
Timur’un ve Cihan’ın ceza sahası dışından, Pa Dibba’nın defansın arasından sıyrılarak buldukları gollerde kişisel beceriler ön plandaydı.
68.dakikada Fofana’nın ‘al da at’ pasını filelere yollamak yerine üstten dışarı atsa da sahanın yıldızı Tomane’ydi bence…
Rakip sahaya yolladığımız neredeyse tüm hava toplarını aktardı. Uzatmalardaki şutunun direkte patlaması şanssızlığımızdı.
Gol olsaydı hem güzel oyunu taçlanacak hem zorlu deplasmandan üç puanla ayrılabilecektik…
Oyunu rakip sahaya yıkmamızdaki en etkin isimlerdi; Savicevic ve Fofana… İki gol yemesine rağmen Nurullah Aslan da iyiler arasındaydı.
‘Yenemiyorsan yenilmeyeceksin’ kategorisinde karşılaşmaydı.
Alınan puanın moral ve motivasyon açısından anlamı tartışılmaz.
Verilen şansı en iyi şekilde değerlendiren Yunus Emre Çift de sahanın başarılıları arasındaydı. Aynı şeyi maalesef Polat Yaldır için söyleyemeyeceğim. Günümüz futbolunda oyun disiplinine sadık kalan ve oyunu çift yönlü oynayanlara; futbolcu deniyor. Umarım birileri bu konuda Polat’ı uyarır…
Ali Ülgen ve Soner Gönül değerlendirmelerini sizlere bırakıyorum…