Taktığı çelme iki puana mal olan Amed takımını izlemek için hafta sonu Manisa’daydık… Hoşgeldiniz faslına ‘bunlar da puan kaybetmemizi bekliyor’ sözleri eşlik etti. Tabii ‘daha çok beklersiniz’i de cümleye yapıştırarak.
Haklıydılar…
Olmadık maçlarda gereksiz puan kayıplarıyla kendi ayağımıza sıkmıştık…
Sadece kazanmak bize yetmiyordu. Onların puan kayıpları ligdeki kaderimizi belirleyecekti…
‘Sadece biz değil tüm Samsunspor taraftarı bekliyor puan kaybetmenizi. Ve unutmayın ki hiçbir grafiğin yönü sürekli yukarı değildir. Mutlaka tökezleyeceksiniz. Siz tökezlediğinizde biz tam ensenizde olacağız’ diye biraz da şaka yollu yanıt verdik.
Ne yalan söyleyeyim umudumuz da puan kaybedebilirler yönündeydi. Ne var ki henüz ilk dakikalarda Sipil dağından esen sert rüzgârla umudumuz dağılıp gitti. Farkın artmasını ise Amed’in gösterdi direnç değil, Manisa FK’nın gol ayaklarındaki lakayt vuruşlar engelledi.
Maçın hemen her dakikasında ‘bu takıma mı puan kaybettik’ diye resmen dövündüm.
Manisa FK takımının oyuncu kalitesi olarak bizimle boy ölçüşebileceğini düşünmüyorum. Ligi bilen iyi bir hocaya sahipler. Takım oyunu oynuyorlar. Ezbere pas atacak kadar birbirlerini tanıyorlar.
Her şeyden önemlisi belediye başkanından kulüp başkanına, oyuncularından yöneticilerine kadar müthiş uyum içindeler. Güçleri buradan, güçsüzlükleri ise Manisa halkının takımı yeterince sahiplenmemesinden geliyor.
Bizdekinin tam tersi yani… Şehri yönetenler tüm güçleriyle takıma sahip çıkıyor. Manisa FK. yönetimi şehrin markası olmak için var gücüyle çalışıyor olsa da, yaşayanlar Manisaspor faktöründen dolayı yeterince sahiplenmiyor.
Marka olabilmek önemli… Daha da önemlisi marka kalabilmek… Manisa FK. marka olabilmek, Samsunspor marka kalabilmek derdinde. Ligimiz aynı olsa da kulvarlarımız hayli farklı…
Haklıydılar…
Olmadık maçlarda gereksiz puan kayıplarıyla kendi ayağımıza sıkmıştık…
Sadece kazanmak bize yetmiyordu. Onların puan kayıpları ligdeki kaderimizi belirleyecekti…
‘Sadece biz değil tüm Samsunspor taraftarı bekliyor puan kaybetmenizi. Ve unutmayın ki hiçbir grafiğin yönü sürekli yukarı değildir. Mutlaka tökezleyeceksiniz. Siz tökezlediğinizde biz tam ensenizde olacağız’ diye biraz da şaka yollu yanıt verdik.
Ne yalan söyleyeyim umudumuz da puan kaybedebilirler yönündeydi. Ne var ki henüz ilk dakikalarda Sipil dağından esen sert rüzgârla umudumuz dağılıp gitti. Farkın artmasını ise Amed’in gösterdi direnç değil, Manisa FK’nın gol ayaklarındaki lakayt vuruşlar engelledi.
Maçın hemen her dakikasında ‘bu takıma mı puan kaybettik’ diye resmen dövündüm.
Manisa FK takımının oyuncu kalitesi olarak bizimle boy ölçüşebileceğini düşünmüyorum. Ligi bilen iyi bir hocaya sahipler. Takım oyunu oynuyorlar. Ezbere pas atacak kadar birbirlerini tanıyorlar.
Her şeyden önemlisi belediye başkanından kulüp başkanına, oyuncularından yöneticilerine kadar müthiş uyum içindeler. Güçleri buradan, güçsüzlükleri ise Manisa halkının takımı yeterince sahiplenmemesinden geliyor.
Bizdekinin tam tersi yani… Şehri yönetenler tüm güçleriyle takıma sahip çıkıyor. Manisa FK. yönetimi şehrin markası olmak için var gücüyle çalışıyor olsa da, yaşayanlar Manisaspor faktöründen dolayı yeterince sahiplenmiyor.
Marka olabilmek önemli… Daha da önemlisi marka kalabilmek… Manisa FK. marka olabilmek, Samsunspor marka kalabilmek derdinde. Ligimiz aynı olsa da kulvarlarımız hayli farklı…