İstanbulspor karşılaşmasının birçok anlamı vardı…
Samsun’daki maçın rövanşıydı…
‘İstanbul’da alınacak bir yenilgiyle bizim hesaplar sil baştan olacaktı…
‘Kazanamıyorsan kaybetmeyeceksin’ özelliğinde ve erken final niteliğindeydi...
Kazanan üç değil altı puanı hanesine yazdıracaktı...
Kazanmak; tünelin ucundaki ışığı daha belirgin hale getirecekti…
Puan sıralamasındaki yerini sonuna kadar hak eden güçlü bir rakibe karşı, stres kat sayısı her dakika yükselen bir karşılaşma oynadık…
Samsundaki maçta ‘Bir Proca yetti’ demiştim, bu kez biz Proca’ya da İstanbulspor’a da yettik…
Ligdeki konum itibariyle karşılaşma sert geçmeye adaydı. Bunun örneklerini de bolca gördük. Kartlar havada uçuştu. Kart kervanı semtimize sarı cinsinden ve çabuk uğradı. Beklerimiz ve stoperimiz kervana oldukça erken katıldılar.
Beraberlik; aradaki puan farkının korunması anlamına gelse de, Ertuğrul Sağlam işi şansa bırakmayan bir anlayışla sahadaydı…
Oyuna rakip sahada pres yaparak başladık. Rakibin oyun kurmasına izin vermedik. İstanbulspor daha ne olduğunu anlamadan istediğimiz golü 13. dakikada bulduk…
Vurduk ve rakibi karşılamaya koyulduk…
Sayabildiğim kadarıyla net dört pozisyon verdik. Üçüne Nurullah Aslan geçit vermedi. Diğerinde rakip adına iyi bir vuruş gelmedi. Kevin Boli ilk kez benden geçer not aldı diyebilirim. Gole katkısı yanı sıra önemli üç pozisyonda rakibe izin vermedi.
Geçen haftaki yazımı “Bu hafta şampiyonluk fitilini ateşleyecek karşılaşmalardan birine çıkacağız. Şampiyonluk hedefli, dişimize göre rakip karşısında matadoru arenada teste sokacağız” diye bitirmiştim.
Matador arenadan alnının aklıyla ve şampiyonluk fitilini ateşleyerek çıktı. Yeter ki nehri geçip ırmakta boğulmayalım…
Samsun’daki maçın rövanşıydı…
‘İstanbul’da alınacak bir yenilgiyle bizim hesaplar sil baştan olacaktı…
‘Kazanamıyorsan kaybetmeyeceksin’ özelliğinde ve erken final niteliğindeydi...
Kazanan üç değil altı puanı hanesine yazdıracaktı...
Kazanmak; tünelin ucundaki ışığı daha belirgin hale getirecekti…
Puan sıralamasındaki yerini sonuna kadar hak eden güçlü bir rakibe karşı, stres kat sayısı her dakika yükselen bir karşılaşma oynadık…
Samsundaki maçta ‘Bir Proca yetti’ demiştim, bu kez biz Proca’ya da İstanbulspor’a da yettik…
Ligdeki konum itibariyle karşılaşma sert geçmeye adaydı. Bunun örneklerini de bolca gördük. Kartlar havada uçuştu. Kart kervanı semtimize sarı cinsinden ve çabuk uğradı. Beklerimiz ve stoperimiz kervana oldukça erken katıldılar.
Beraberlik; aradaki puan farkının korunması anlamına gelse de, Ertuğrul Sağlam işi şansa bırakmayan bir anlayışla sahadaydı…
Oyuna rakip sahada pres yaparak başladık. Rakibin oyun kurmasına izin vermedik. İstanbulspor daha ne olduğunu anlamadan istediğimiz golü 13. dakikada bulduk…
Vurduk ve rakibi karşılamaya koyulduk…
Sayabildiğim kadarıyla net dört pozisyon verdik. Üçüne Nurullah Aslan geçit vermedi. Diğerinde rakip adına iyi bir vuruş gelmedi. Kevin Boli ilk kez benden geçer not aldı diyebilirim. Gole katkısı yanı sıra önemli üç pozisyonda rakibe izin vermedi.
Geçen haftaki yazımı “Bu hafta şampiyonluk fitilini ateşleyecek karşılaşmalardan birine çıkacağız. Şampiyonluk hedefli, dişimize göre rakip karşısında matadoru arenada teste sokacağız” diye bitirmiştim.
Matador arenadan alnının aklıyla ve şampiyonluk fitilini ateşleyerek çıktı. Yeter ki nehri geçip ırmakta boğulmayalım…