Samsunspor'un bu sezonki öncelikli hedefi elbette kupa değil. Tünelin onundaki ışık Süper Lig. Tabi tünelin sonuna kadar bu ışık sönmezse...
Her ne kadar hedef kupa olmasa da halı saha maçı bile olsa herkes kazanmak için oynar... Daha doğrusu oynaması gerekir.
Kırmızı-beyaz-siyahlı ekibin bu sezonki kupa macerasındaki ilk rakibi 1922 Konyaspor'du. Bir alt ligde yer alan Konya ekibinin aslında Samsunspor'la benzer yönü de vardı. Her iki takım da oynadıklarım 9'ar maçta 3'er galibiyet, beraberlik ve yenilgi aldı. Tek fark Samsun sıfır averajda, 1922 Konyaspor + 4...
Kupa maçları genelde bu turlarda teknik direktörler için yedeklerin ağırlıkta olduğu kadrolarla oynanır. Samsunspor'un da kadrosuna baktığımızda ideal 11'in uzağında gibi görünse de Altıkulaç ikizlerin dışında kalan oyuncular daha önce ilk 11'de şans bulan isimlerden oluşuyordu.
Maçın mutlak favorisi Samsunspor daha 3. dakikada golü buldu. İlginçtir, TFF 1. Lig'in en fazla korner atışı kullanıp da bunlardan birini bile gole çeviremeyen Karadeniz ekibi, korner golü hasretini kupada bitirdi. Ama daha da ilginci, golü biz atmadık. Sakatlık sonrası ilk 11'de ilk kez şans bulan Gökhan Karadeniz'in kullandığı köşe atışında top, Konyalı Tamer'in kafasından kendi ağlarına gitti. Korner golü hasretimiz bitti mi, bitmedi mi ben de anlamadım. En iyisi siz karar verin.
Maçın mutlak favorisi dediğimiz Samsunspor'un sahadaki mücadelesi pek de öyle söylemiyordu. Geri paslar, yan paslarla top çevirmeler, arada bir top kaptırıp, tehlikeye davetiye çıkarmalar, isabetsiz paslar, yerini bulmayan ortalar, etkisiz şutlar. Direklerin şanssızlığı da cabası. Yani 'Kuzey Cephesi'nde pek de farklı görüntüler yoktu.
Konya'nın penaltıdan bulduğu gol de bu kötü futbolun üzerine tüy dikti. Rakibin sahaya çıkan 11'inin yaş ortalaması 20 bile değildi. Bizde ise 20 yaş altında sadece Melih ile Semih kardeşler vardı.
Konuk takımın gençleri, Samsunlu ağabeylerine göre daha iyi mücadele ortaya koydular. Güçleri bu kadardı, daha fazlasını yapamadılar. Ama yaptıkları de bence az değildi. Belki 1-2 pozisyonda heyecanlarına yenik düşmeseler, başımıza daha büyük belalar açabilirlerdi.
Samsunspor'da değişikliklerin ardından takım gençleşince daha etkili bir oyun gördük. Daha atak bir takım, daha fazla pozisyona giren bir takım olduk. Belki bunda rakibin biraz daha geriye çekilmesinin de etkisi vardı.
Bu baskının sonucunda Melih Okutan'ın ısrarla topu bırakmaması ve güzel pası sonrası Bah'ın golü turu getirdi.
Fazla iyi bir oyun ortaya koyamayan Samsunspor'da Cihan'ı beğendim. Gökhan Karadeniz de iyiydi. Sakatlık sonrası formunu bulduğunda skora yönelik etkisi artacaktır.
Samsunspor her ne kadar bekleneni veremese de Teknik Direktör Fuat Çapa için bu maç elindeki oyuncuları biraz daha iyi tanıması açısından bir katkı sağlamıştır umarım.
Galibiyet galibiyettir. Küçük savaşı kazanıp, geride bıraktık. Amaç sadece tur atlamaksa görev tamamlandı. Ancak asıl savaş cumartesi günü Bandırma deplasmanında...
Her ne kadar hedef kupa olmasa da halı saha maçı bile olsa herkes kazanmak için oynar... Daha doğrusu oynaması gerekir.
Kırmızı-beyaz-siyahlı ekibin bu sezonki kupa macerasındaki ilk rakibi 1922 Konyaspor'du. Bir alt ligde yer alan Konya ekibinin aslında Samsunspor'la benzer yönü de vardı. Her iki takım da oynadıklarım 9'ar maçta 3'er galibiyet, beraberlik ve yenilgi aldı. Tek fark Samsun sıfır averajda, 1922 Konyaspor + 4...
Kupa maçları genelde bu turlarda teknik direktörler için yedeklerin ağırlıkta olduğu kadrolarla oynanır. Samsunspor'un da kadrosuna baktığımızda ideal 11'in uzağında gibi görünse de Altıkulaç ikizlerin dışında kalan oyuncular daha önce ilk 11'de şans bulan isimlerden oluşuyordu.
Maçın mutlak favorisi Samsunspor daha 3. dakikada golü buldu. İlginçtir, TFF 1. Lig'in en fazla korner atışı kullanıp da bunlardan birini bile gole çeviremeyen Karadeniz ekibi, korner golü hasretini kupada bitirdi. Ama daha da ilginci, golü biz atmadık. Sakatlık sonrası ilk 11'de ilk kez şans bulan Gökhan Karadeniz'in kullandığı köşe atışında top, Konyalı Tamer'in kafasından kendi ağlarına gitti. Korner golü hasretimiz bitti mi, bitmedi mi ben de anlamadım. En iyisi siz karar verin.
Maçın mutlak favorisi dediğimiz Samsunspor'un sahadaki mücadelesi pek de öyle söylemiyordu. Geri paslar, yan paslarla top çevirmeler, arada bir top kaptırıp, tehlikeye davetiye çıkarmalar, isabetsiz paslar, yerini bulmayan ortalar, etkisiz şutlar. Direklerin şanssızlığı da cabası. Yani 'Kuzey Cephesi'nde pek de farklı görüntüler yoktu.
Konya'nın penaltıdan bulduğu gol de bu kötü futbolun üzerine tüy dikti. Rakibin sahaya çıkan 11'inin yaş ortalaması 20 bile değildi. Bizde ise 20 yaş altında sadece Melih ile Semih kardeşler vardı.
Konuk takımın gençleri, Samsunlu ağabeylerine göre daha iyi mücadele ortaya koydular. Güçleri bu kadardı, daha fazlasını yapamadılar. Ama yaptıkları de bence az değildi. Belki 1-2 pozisyonda heyecanlarına yenik düşmeseler, başımıza daha büyük belalar açabilirlerdi.
Samsunspor'da değişikliklerin ardından takım gençleşince daha etkili bir oyun gördük. Daha atak bir takım, daha fazla pozisyona giren bir takım olduk. Belki bunda rakibin biraz daha geriye çekilmesinin de etkisi vardı.
Bu baskının sonucunda Melih Okutan'ın ısrarla topu bırakmaması ve güzel pası sonrası Bah'ın golü turu getirdi.
Fazla iyi bir oyun ortaya koyamayan Samsunspor'da Cihan'ı beğendim. Gökhan Karadeniz de iyiydi. Sakatlık sonrası formunu bulduğunda skora yönelik etkisi artacaktır.
Samsunspor her ne kadar bekleneni veremese de Teknik Direktör Fuat Çapa için bu maç elindeki oyuncuları biraz daha iyi tanıması açısından bir katkı sağlamıştır umarım.
Galibiyet galibiyettir. Küçük savaşı kazanıp, geride bıraktık. Amaç sadece tur atlamaksa görev tamamlandı. Ancak asıl savaş cumartesi günü Bandırma deplasmanında...