Bir farkla; bu kez son dakikalarda daha rahattık.
Neredeyse geçen haftanın kopyası karşılaşma izledik. Sadece rakip adına pozisyon sayısı azdı.
Sanki lig bitmiş, şampiyonluk ilan edilmiş gibi rahat ve gamsızdık. Ruhsuz demeye dilim varmadı da…
Rakibi hataya zorlayacak baskıyı bir türlü kuramadık, çünkü mücadele gücümüzü tatile yollamış gibiydik.
Üretken değildik…
Pozisyon üretemedikten sonra, rakibi sahasına hapsetseniz, savunmanızı rakip sahanın ortasına kursanız, topla oynama yüzdeniz göz kamaştırsa kaç yazar?
Pozisyon üreteceksiniz ki gol olsun…
Oyun anlayışınız yan pas, geri pas üzerine olunca haliyle tempo da olmuyor. İlk yarının özeti; lidere yakışmayan futbol… Üç, bilemedin beş dakikalık tempo… Bir buçuk pozisyon. (ki o da rakibe ait)
Yaldızlı kelimelerden cümleler kurmak kolay. Zor olan rakibinize baskı kurup oyununuzu kabul ettirmek… Savunmasında gedikler açıp direncini kıracak golü erken bulmak.
Savunma kilidini açacak hangi beceriyi sergiledik?
Geçen karşılaşma için ne dediysek bugünde aynı şeyleri hak ediyor sergilenen oyun.
“Skor mutlu etse de, oyun olarak teklediğimiz ortada…”
Tamam, kaybetmemeyi ve kazanmayı alışkanlık haline getirdik…
Peki, Âlim Öztürk’ün şahsi becerisi ve gayretiyle kazanılan penaltı olmasaydı ne olacaktı?
Rakiplerimizi tek tek saf dışı bıraktık. Aldığımız sonuçlarla rekora koşuyoruz. Şampiyonluk hedefine her zamankinden daha yakınız.
Gereken sadece dikkat…
Neredeyse geçen haftanın kopyası karşılaşma izledik. Sadece rakip adına pozisyon sayısı azdı.
Sanki lig bitmiş, şampiyonluk ilan edilmiş gibi rahat ve gamsızdık. Ruhsuz demeye dilim varmadı da…
Rakibi hataya zorlayacak baskıyı bir türlü kuramadık, çünkü mücadele gücümüzü tatile yollamış gibiydik.
Üretken değildik…
Pozisyon üretemedikten sonra, rakibi sahasına hapsetseniz, savunmanızı rakip sahanın ortasına kursanız, topla oynama yüzdeniz göz kamaştırsa kaç yazar?
Pozisyon üreteceksiniz ki gol olsun…
Oyun anlayışınız yan pas, geri pas üzerine olunca haliyle tempo da olmuyor. İlk yarının özeti; lidere yakışmayan futbol… Üç, bilemedin beş dakikalık tempo… Bir buçuk pozisyon. (ki o da rakibe ait)
Yaldızlı kelimelerden cümleler kurmak kolay. Zor olan rakibinize baskı kurup oyununuzu kabul ettirmek… Savunmasında gedikler açıp direncini kıracak golü erken bulmak.
Savunma kilidini açacak hangi beceriyi sergiledik?
Geçen karşılaşma için ne dediysek bugünde aynı şeyleri hak ediyor sergilenen oyun.
“Skor mutlu etse de, oyun olarak teklediğimiz ortada…”
Tamam, kaybetmemeyi ve kazanmayı alışkanlık haline getirdik…
Peki, Âlim Öztürk’ün şahsi becerisi ve gayretiyle kazanılan penaltı olmasaydı ne olacaktı?
Rakiplerimizi tek tek saf dışı bıraktık. Aldığımız sonuçlarla rekora koşuyoruz. Şampiyonluk hedefine her zamankinden daha yakınız.
Gereken sadece dikkat…