Çarşambada ki Çevreci Enerji olarak tanımlanan Biyokütle Santrali karşıtlığı aslında bir paravan mı?
Tarımsal atık değerlendirirken, toprağa ve canlılara büyük zarar veren anız yakılmasının da önüne geçen biyokütle enerji tesisleri dünya da temiz ve çevreci enerji olarak da değerlendiriliyor. Bahçe ve tarlalardaki atıkların üretici ekonomisine de katkı yaparken, çevreci bir anlayışla temizlenmesini de sağlayarak enerjiye çevirerek ülke ekonomisini de dışa bağımlılıktan kurtarmaya katkı yapan bu sisteme kimler karşı çıkıyor?
Her zaman ve her yerde olduğu gibi, tepeden tırnağa Türkiye’nin hiçbir yerde kazanmasını ve kalkınmasını istemeyen HDP’yi görüyoruz.
Bir yandan yıllarca, kadın, çocuk, öğretmen, polis demeden 50 bini aşkın insanımızı hunharca ve haince şehit ederek, binlerce dul, yetim, öksüz ve gözü yaşlı anaları geride bıkarmış bir katiller sürüsü olan PKK nın sözde siyasi uzantısı olan HDP…
Diğer yandan yine bunlarla aynı çizgide olup, onların değirmenine su taşıyan TİKO ve onlara her zaman sempati duyan ve omuz omuza yürüyen bazı STK ve odalar...
İşte bunlarla olan, bunlardan destek alan paylaşımlarda da, onlarla olmasına artık şaşırmadığımız, onların bu kadar içimize sokulması noktasında cesaret aldıkları Büyük Birlik Parti kökenli Ayvacık Ziraat Odası Başkanı Erdal Avcı.
Bu durum ister istemez akla şu soruları getiriyor:
HDP, bir zamanlar yumruk yediği ve Türkiye’nin Mustafa Kemal Atatürk ile istiklal mücadelesini başlattığı Samsun’dan intikamını çevreci ve Türk ekonomisine kazandırıcı bir elektrik santralini, gerçek dışı ithamlarda bulunarak almaya mı çalışıyor?
Her konuda olduğu gibi, burada da istismarcılığı ve kötü niyetini, kelime oyunları yapıp, halkı aldatmaya çalışırken, bunun için de yanına Ayvacık Ziraat Odası Başkanı Erdal Avcı’yı da alıp, süreci SAMÇEP ve diğer marjinal örgütlerle başarmaya mı çalışıyor?
Geride bıraktığımız günlerde biyokütle tesisine karşı yapılan eylemler için Mersin’den otobüslerle HDP’li grupların Samsun’a taşındığı resmi kayıtlarda yer almıyor mu?
50 bin insanımızın katili ve ormanlarımızı ateşe verenlerin üye olduğu PKK terör örgütünün siyasi savunucuları olan HDP nin gerçekten derdinin Çarşamba ovasındaki bitkiler olduğunu söyleyebilmek mümkün müdür?
Ama söz konusu Samsun gibi ulusal özelliklerin ve hassasiyetlerin üst düzeyde bir şehir olduğunda belki de sorulması ve cevap aranması gereken en düşündürücü, kaygı verici soru şu:
HDP’nin Samsun’a sokulmasına kimler yataklık ve yardım ediyor?
Tarımsal atık değerlendirirken, toprağa ve canlılara büyük zarar veren anız yakılmasının da önüne geçen biyokütle enerji tesisleri dünya da temiz ve çevreci enerji olarak da değerlendiriliyor. Bahçe ve tarlalardaki atıkların üretici ekonomisine de katkı yaparken, çevreci bir anlayışla temizlenmesini de sağlayarak enerjiye çevirerek ülke ekonomisini de dışa bağımlılıktan kurtarmaya katkı yapan bu sisteme kimler karşı çıkıyor?
Her zaman ve her yerde olduğu gibi, tepeden tırnağa Türkiye’nin hiçbir yerde kazanmasını ve kalkınmasını istemeyen HDP’yi görüyoruz.
Bir yandan yıllarca, kadın, çocuk, öğretmen, polis demeden 50 bini aşkın insanımızı hunharca ve haince şehit ederek, binlerce dul, yetim, öksüz ve gözü yaşlı anaları geride bıkarmış bir katiller sürüsü olan PKK nın sözde siyasi uzantısı olan HDP…
Diğer yandan yine bunlarla aynı çizgide olup, onların değirmenine su taşıyan TİKO ve onlara her zaman sempati duyan ve omuz omuza yürüyen bazı STK ve odalar...
İşte bunlarla olan, bunlardan destek alan paylaşımlarda da, onlarla olmasına artık şaşırmadığımız, onların bu kadar içimize sokulması noktasında cesaret aldıkları Büyük Birlik Parti kökenli Ayvacık Ziraat Odası Başkanı Erdal Avcı.
Bu durum ister istemez akla şu soruları getiriyor:
HDP, bir zamanlar yumruk yediği ve Türkiye’nin Mustafa Kemal Atatürk ile istiklal mücadelesini başlattığı Samsun’dan intikamını çevreci ve Türk ekonomisine kazandırıcı bir elektrik santralini, gerçek dışı ithamlarda bulunarak almaya mı çalışıyor?
Her konuda olduğu gibi, burada da istismarcılığı ve kötü niyetini, kelime oyunları yapıp, halkı aldatmaya çalışırken, bunun için de yanına Ayvacık Ziraat Odası Başkanı Erdal Avcı’yı da alıp, süreci SAMÇEP ve diğer marjinal örgütlerle başarmaya mı çalışıyor?
Geride bıraktığımız günlerde biyokütle tesisine karşı yapılan eylemler için Mersin’den otobüslerle HDP’li grupların Samsun’a taşındığı resmi kayıtlarda yer almıyor mu?
50 bin insanımızın katili ve ormanlarımızı ateşe verenlerin üye olduğu PKK terör örgütünün siyasi savunucuları olan HDP nin gerçekten derdinin Çarşamba ovasındaki bitkiler olduğunu söyleyebilmek mümkün müdür?
Ama söz konusu Samsun gibi ulusal özelliklerin ve hassasiyetlerin üst düzeyde bir şehir olduğunda belki de sorulması ve cevap aranması gereken en düşündürücü, kaygı verici soru şu:
HDP’nin Samsun’a sokulmasına kimler yataklık ve yardım ediyor?