Meslek büyüğümüz, Samsun'da gazeteciliğe ilham veren İsmail Başaran'ı kaybetmenin üzüntüsüyle başlıyorum köşe yazıma...
İsmail ağabeye, Samsunspor eski teknik direktörlerinden Yusuf Şimşek'e ve de Samsunspor eski Genel Menajeri Mustafa Aztopal ile fizyoterapist Zafer Aztopal'ın babası Muzaffer Aztopal'a Allah'tan rahmet diliyorum...
Altınordu yenilgisinden sonra başlayan seriye tam 13 galibiyet, 5 beraberlik sığdırdı Samsunspor...
Son 5 maç galibiyet ve kalemizi gole kapattık.
Sezonun şu ana kadar en uzun kazanma serisi ve en uzun gol yememe serisi...
Son kurban da Hüseyin Eroğlu'nun eski takımı ve Samsunspor döneminde kaybettiği tek ekip olan Altınordu...
Artık görüyoruz ki, kazanma alışkanlığı oturunca gerisi geliyor.
Sakarya'da, Ankara'da ve Altınordu önünde oyun çok memnun etmese de skor geldi...
Altınordu önünde Hüseyin Eroğlu'nun yaptığı Cihan ve Soner hamlesinden sonra hareketlenen bir oyun...
Burada Celil artık iyiden iyiye kendini sorgulamalı.
Celil'le ne yazık ki olmuyor...
Penaltıyı düşünelim, pozisyon öncesi ceza sahası dışından şut Alim'den geldi.
Celil'in hem bölgesi hem kalitesi maç içinde en az 3 4 kez denemeli...
Celil denemiyor...
Celil denemeyince de bir yanımız eksik kalıyor...
Cihan'ın oyuna girdikten sonraki temposu, isteği ve sadece golü düşünen çabası maçı kazandırdı.
Şu dönemde rakiplerimiz ya bay geçerek dinlendi, ya deprem nedeniyle çekilen takımlardan oynamadan 3 puan alarak dinlendi.
Biz ise sıkıştırılmış fikstürde dibine kadar oynayarak ve kazanarak bu dönemi geçtik.
İşte bu çok değerli...
Hüseyin Eroğlu'nun takıma kattığı en büyük enerji 'kazanma alışkanlığı'...
Tebrikler teknik ekip, tebrikler takım...
Mübarek aydayız...
Altınordu maçı da iftardan 1 saat sonra başladı.
Hal böyle olunca ulaşımı da düşününce orucu statta açmak gerekiyor...
Tekkeköy Belediyesi iftar çadırı kurdu, taraftarı mağdur etmemeye çalıştı...
Onlardan Allah razı olsun...
Ama şöyle bir baktım etrafa, kendimi üvey evlat gibi hissettim...
Nerde benim Büyükşehir Belediyem?
Nerde benim bilmem kaç şehirden büyük İlkadım Belediyem?
Nerde benim diğer merkez ilçe belediyelerim?
Büyükşehir yemeği, diğer belediyeler tatlıyı çayı organize etse güzel olmaz mıydı?
Samsun'a yakışan bu değil mi?
Kimse kusura bakmasın, bu işi organize edemeyen Samsunspor başta olmak üzere, herkes sınıfta kaldı.
Bu iş 'taraftar maça gelsin' demekle olmuyor.
Taraftarın da yanında olmak, taraftar gibi hissetmek lazım...
Statta yanıma gelen birçok taraftar 'Bunlara güvendik geldik aç kaldık' diye yakındılar...
Yanlarında çocukları...
Sınıfta kaldınız beyler, sınıfta...
Kalın sağlıcakla...
İsmail ağabeye, Samsunspor eski teknik direktörlerinden Yusuf Şimşek'e ve de Samsunspor eski Genel Menajeri Mustafa Aztopal ile fizyoterapist Zafer Aztopal'ın babası Muzaffer Aztopal'a Allah'tan rahmet diliyorum...
Altınordu yenilgisinden sonra başlayan seriye tam 13 galibiyet, 5 beraberlik sığdırdı Samsunspor...
Son 5 maç galibiyet ve kalemizi gole kapattık.
Sezonun şu ana kadar en uzun kazanma serisi ve en uzun gol yememe serisi...
Son kurban da Hüseyin Eroğlu'nun eski takımı ve Samsunspor döneminde kaybettiği tek ekip olan Altınordu...
Artık görüyoruz ki, kazanma alışkanlığı oturunca gerisi geliyor.
Sakarya'da, Ankara'da ve Altınordu önünde oyun çok memnun etmese de skor geldi...
Altınordu önünde Hüseyin Eroğlu'nun yaptığı Cihan ve Soner hamlesinden sonra hareketlenen bir oyun...
Burada Celil artık iyiden iyiye kendini sorgulamalı.
Celil'le ne yazık ki olmuyor...
Penaltıyı düşünelim, pozisyon öncesi ceza sahası dışından şut Alim'den geldi.
Celil'in hem bölgesi hem kalitesi maç içinde en az 3 4 kez denemeli...
Celil denemiyor...
Celil denemeyince de bir yanımız eksik kalıyor...
Cihan'ın oyuna girdikten sonraki temposu, isteği ve sadece golü düşünen çabası maçı kazandırdı.
Şu dönemde rakiplerimiz ya bay geçerek dinlendi, ya deprem nedeniyle çekilen takımlardan oynamadan 3 puan alarak dinlendi.
Biz ise sıkıştırılmış fikstürde dibine kadar oynayarak ve kazanarak bu dönemi geçtik.
İşte bu çok değerli...
Hüseyin Eroğlu'nun takıma kattığı en büyük enerji 'kazanma alışkanlığı'...
Tebrikler teknik ekip, tebrikler takım...
Mübarek aydayız...
Altınordu maçı da iftardan 1 saat sonra başladı.
Hal böyle olunca ulaşımı da düşününce orucu statta açmak gerekiyor...
Tekkeköy Belediyesi iftar çadırı kurdu, taraftarı mağdur etmemeye çalıştı...
Onlardan Allah razı olsun...
Ama şöyle bir baktım etrafa, kendimi üvey evlat gibi hissettim...
Nerde benim Büyükşehir Belediyem?
Nerde benim bilmem kaç şehirden büyük İlkadım Belediyem?
Nerde benim diğer merkez ilçe belediyelerim?
Büyükşehir yemeği, diğer belediyeler tatlıyı çayı organize etse güzel olmaz mıydı?
Samsun'a yakışan bu değil mi?
Kimse kusura bakmasın, bu işi organize edemeyen Samsunspor başta olmak üzere, herkes sınıfta kaldı.
Bu iş 'taraftar maça gelsin' demekle olmuyor.
Taraftarın da yanında olmak, taraftar gibi hissetmek lazım...
Statta yanıma gelen birçok taraftar 'Bunlara güvendik geldik aç kaldık' diye yakındılar...
Yanlarında çocukları...
Sınıfta kaldınız beyler, sınıfta...
Kalın sağlıcakla...