Maçın değeri; her iki takım için de üç puanın ötesindeydi…
Anlamını iyi kavrayan Ümraniye takımı hak ettiği üç puanı hanesine yazdırdı ve ilk iki iddiasını bir sonraki haftaya taşıdı.
Y.Samsunspor ise bildiğiniz gibi…
Ayağımıza kadar gelen şansı elimizin tersiyle itmeyi pek severiz. Yine öyle yaptık…
Play off potasında yer bulmak yerine ilk altıyı uzaktan seyretmeyi seçtik.
Ruhtur, ruhsuzdur gibi klasik söylemleri bir kenara bırakalım. Lakin bu adamlar profesyonel. İşleri de bu… İşlerini iyi yaparlarsa prim, kötü yaparlarsa eleştiri...
Şahsen böyle bir sonuç beklemiyordum. Tabii böyle bir oyun da…
Denizlispor karşısında ortaya koyduğumuz oyun biraz mutlu etmiş, biraz da umutlandırmıştı. Gerçek değil, sanalmış meğer…
Mutluluğu da, umudu da, hayalleri de Ümraniye’de bıraktık…
Karşılaşmanın bir değil birden fazla kırılma anı vardı. İlk sırada elbette Moryke Fofana var. Ayağına kadar gelen şansı ayaklarına dolandırmamış olmasaydı, sonuç kesinlikle çok farklı olurdu.
Sonra sırasıyla; evlere şenlik defansımız, üçüncü bölgedeki pas tercihlerinde yapılan hatalar, kadroda Aykut Özer yerine nasıl yer bulduğunu bir türlü anlayamadığım Alp Tutar…
Alp Tutar, rakibe hediye ettiği pozisyonla maçı çevirme şansımızı resmen elimizden aldı… Bir kalecinin yapmaması gereken belki de tek şey kararsızlık…
Nurullah Aslan yapması gerekeni yaptı bence… Şayet ‘müthiş’ defansımız adam kaçırmak yerine görevini yapmış olsaydı, on kişi kalmazdık.
Sonuç beklentilerimizi karşılamasa da, ‘biz bu değiliz’ diye düşünüyorum. Günümüzde olduğumuzda neler yaptığımızı biliyoruz…
Anlamını iyi kavrayan Ümraniye takımı hak ettiği üç puanı hanesine yazdırdı ve ilk iki iddiasını bir sonraki haftaya taşıdı.
Y.Samsunspor ise bildiğiniz gibi…
Ayağımıza kadar gelen şansı elimizin tersiyle itmeyi pek severiz. Yine öyle yaptık…
Play off potasında yer bulmak yerine ilk altıyı uzaktan seyretmeyi seçtik.
Ruhtur, ruhsuzdur gibi klasik söylemleri bir kenara bırakalım. Lakin bu adamlar profesyonel. İşleri de bu… İşlerini iyi yaparlarsa prim, kötü yaparlarsa eleştiri...
Şahsen böyle bir sonuç beklemiyordum. Tabii böyle bir oyun da…
Denizlispor karşısında ortaya koyduğumuz oyun biraz mutlu etmiş, biraz da umutlandırmıştı. Gerçek değil, sanalmış meğer…
Mutluluğu da, umudu da, hayalleri de Ümraniye’de bıraktık…
Karşılaşmanın bir değil birden fazla kırılma anı vardı. İlk sırada elbette Moryke Fofana var. Ayağına kadar gelen şansı ayaklarına dolandırmamış olmasaydı, sonuç kesinlikle çok farklı olurdu.
Sonra sırasıyla; evlere şenlik defansımız, üçüncü bölgedeki pas tercihlerinde yapılan hatalar, kadroda Aykut Özer yerine nasıl yer bulduğunu bir türlü anlayamadığım Alp Tutar…
Alp Tutar, rakibe hediye ettiği pozisyonla maçı çevirme şansımızı resmen elimizden aldı… Bir kalecinin yapmaması gereken belki de tek şey kararsızlık…
Nurullah Aslan yapması gerekeni yaptı bence… Şayet ‘müthiş’ defansımız adam kaçırmak yerine görevini yapmış olsaydı, on kişi kalmazdık.
Sonuç beklentilerimizi karşılamasa da, ‘biz bu değiliz’ diye düşünüyorum. Günümüzde olduğumuzda neler yaptığımızı biliyoruz…