Adının içinde sadece “Türkiye” geçtiği için saygı duyduğum, içeriğinde barındırdığı adaletsiz sistem nedeniyle sıklıkla eleştirdiğim bir organizasyon için Trabzon’daydım... Adaletsiz diyorum, çünkü, Yayıncı Kuruluş, TFF ve Sponsor Firma dan oluşan yapı, arslan’ın kediye ezdirildiği bir sistemi uyguluyor.
Benim şaştığım taraf ise, bu çarpık düzene alt liglerde yer alan kulüplerin ses çıkarmaması. Onlar da adeta üç maymunu oynuyorlar. Kendilerini ezdirdiklerinin farkında değiller. Neyse konuyu burada noktalayayım. Zira, devamlı olarak “Oğlum Reşit, sen söyle, sen işit” durumunda kalıyorum…
Kupa da 5. Tura kadar iki takımı devre dışı bırakan Samsunspor’un rakibi Süper Lig ekiplerinden Trabzonspor’du… Bulunduğu ligde hedefe koşan bir takım için kupaya yan gözle bakmak çok normaldi…Hüseyin Eroğlu’nun sahaya sürdüğü kadroda Aykut Özer ve Şener Kaya gibi yeni isimler vardı… Belli ki O’da Pazar günkü Adanaspor maçını düşünüyordu…
Ev sahibi ekibin teknik patronu Abdullah Avcı, olası bir iş kazası yaşamamak için işi sıkı tutmak istedi. Sahaya neredeyse ligde oynadığı as kadrosuyla çıktı. 6 yabancıyla oynaması rakibini ciddiye almasından başka bir şey değildi. O’nun için de önünde oynanacak Fenerbahçe maçı vardı, kendine göre haklıydı.
Rakip takımın savunmacısı Laura’nın göğüs pasıyla başlayan atakta ev sahibi ekip golü buldu ve öne geçti. Bu seviyede ki bir oyuncunun göğüs stopu yapamaması ne kadar acı. Ne yapıp edip yine bana kendini eleştirdi ya helal olsun ona.
Oysa o dakikaya kadar ayağa pas yapan, topa daha fazla sahip olan taraftı Samsunspor. Yenen golde Zeki’nin adam kaçırması affedilir cinsten değildi. Benzer bir savunma hatası da ikinci golde geldi. Bu kez kaleci dahil, tüm defans dörtlüsü sağ kanattan gelen ortayı seyretti.
Goller maça erken teslim olundu gibi gelse de, ortaya konan mücadeleye saygı duymak lazım. Sonuç Samsunspor açısından mutluluk taşımasa da, iyi bir antrenman maçı oldu. Tur atlayan rakibi tebrik edip, yolu açık olsun temennisinde bulunmak gerek…
Şu gerçeği biliyoruz ki, Samsunspor için kupa değil, lig önemli. Ne zaman Süper Ligde olunur, o vakit böyle sonuçlara dert yanılır. Yaşam alanı dışına fazla önem vermemek daha elzem bir durum…
Cumartesi günü Bodrum’daydılar, Dün’de Trabzon’da…
Gittikleri her yerde gövde gösterisi yapıyorlar…
Bahsettiklerim elbette ki vefakar, cefakar, Samsunspor taraftarlarından başkası değil…
Samsunspor taraftarının deplasmanlarda takımlarını yalnız bırakmadıklarını bir kez daha gördükten sonra gurur duymamak elde değil…
Sevdasının peşinde her yerdeler…
Onlar için kilometrenin fazlalığı, yolların uzaklığı önemli değil…
Hiçbir yerde takımlarını yalnız bırakmıyorlar. “O sene bu sene” diye çıkılan şampiyonluk yolunda zaferin bir parçası olabilmenin mutluluğunu yaşamak istiyorlar…
Sahada mağlup olunsa da, tribünde galip gelindi…
Helal olsun, hem de kırk bin kere…
Benim şaştığım taraf ise, bu çarpık düzene alt liglerde yer alan kulüplerin ses çıkarmaması. Onlar da adeta üç maymunu oynuyorlar. Kendilerini ezdirdiklerinin farkında değiller. Neyse konuyu burada noktalayayım. Zira, devamlı olarak “Oğlum Reşit, sen söyle, sen işit” durumunda kalıyorum…
Kupa da 5. Tura kadar iki takımı devre dışı bırakan Samsunspor’un rakibi Süper Lig ekiplerinden Trabzonspor’du… Bulunduğu ligde hedefe koşan bir takım için kupaya yan gözle bakmak çok normaldi…Hüseyin Eroğlu’nun sahaya sürdüğü kadroda Aykut Özer ve Şener Kaya gibi yeni isimler vardı… Belli ki O’da Pazar günkü Adanaspor maçını düşünüyordu…
Ev sahibi ekibin teknik patronu Abdullah Avcı, olası bir iş kazası yaşamamak için işi sıkı tutmak istedi. Sahaya neredeyse ligde oynadığı as kadrosuyla çıktı. 6 yabancıyla oynaması rakibini ciddiye almasından başka bir şey değildi. O’nun için de önünde oynanacak Fenerbahçe maçı vardı, kendine göre haklıydı.
Rakip takımın savunmacısı Laura’nın göğüs pasıyla başlayan atakta ev sahibi ekip golü buldu ve öne geçti. Bu seviyede ki bir oyuncunun göğüs stopu yapamaması ne kadar acı. Ne yapıp edip yine bana kendini eleştirdi ya helal olsun ona.
Oysa o dakikaya kadar ayağa pas yapan, topa daha fazla sahip olan taraftı Samsunspor. Yenen golde Zeki’nin adam kaçırması affedilir cinsten değildi. Benzer bir savunma hatası da ikinci golde geldi. Bu kez kaleci dahil, tüm defans dörtlüsü sağ kanattan gelen ortayı seyretti.
Goller maça erken teslim olundu gibi gelse de, ortaya konan mücadeleye saygı duymak lazım. Sonuç Samsunspor açısından mutluluk taşımasa da, iyi bir antrenman maçı oldu. Tur atlayan rakibi tebrik edip, yolu açık olsun temennisinde bulunmak gerek…
Şu gerçeği biliyoruz ki, Samsunspor için kupa değil, lig önemli. Ne zaman Süper Ligde olunur, o vakit böyle sonuçlara dert yanılır. Yaşam alanı dışına fazla önem vermemek daha elzem bir durum…
Cumartesi günü Bodrum’daydılar, Dün’de Trabzon’da…
Gittikleri her yerde gövde gösterisi yapıyorlar…
Bahsettiklerim elbette ki vefakar, cefakar, Samsunspor taraftarlarından başkası değil…
Samsunspor taraftarının deplasmanlarda takımlarını yalnız bırakmadıklarını bir kez daha gördükten sonra gurur duymamak elde değil…
Sevdasının peşinde her yerdeler…
Onlar için kilometrenin fazlalığı, yolların uzaklığı önemli değil…
Hiçbir yerde takımlarını yalnız bırakmıyorlar. “O sene bu sene” diye çıkılan şampiyonluk yolunda zaferin bir parçası olabilmenin mutluluğunu yaşamak istiyorlar…
Sahada mağlup olunsa da, tribünde galip gelindi…
Helal olsun, hem de kırk bin kere…