Bu karşılaşmaya birçok başlık atılabilir.
76.dakikaya kadarki başlık net; ‘taraftara yazık’ onu bir kenara koyalım…
İlk aklıma gelen ‘liderlik aşkına’ olabilir mesela…
‘Üç atar iki sayarız’ da, ‘hakemi de rakibi de yendik’, ‘hakeme rağmen’, ‘nefesimizi tuttuk’, ‘attığımızdan çok kaçırdık’, ‘hakem faciası’ da olabilir…
Belki de en uygunu; ‘yata yata yetmedi’ sanırım…
Hedefe giden yolda her karşılaşma final niteliğinde. Bunda hem fikiriz sanırım. Yine de Erzurumspor karşılaşması bu niteliğin bir tık ötesindeydi.
Çünkü alınacak üç puan liderlik koltuğu demekti…
Liderlik koltuğuna oturmak için önce o psikolojinin yarattığı baskıyı, sonra lige tutunmaya çalışan rakibi yenmek gerekiyordu. Mücadele azmimiz, şampiyonluğa olan inancımız ve gücümüz elbette ki bunun için yeterliydi. Ne var ki denklemde hakem Oğuzhan Çakır’ın kendine önemli rol biçtiğini bilemedik(!)
Üç puana ulaşabilmek için; liderlik psikolojinin baskısı, can havliyle lige tutunmaya çalışan rakip ve hakem Oğuzhan Çakır’ı aynı anda yenmemiz gerekiyormuş.
Zor oldu ama yendik…
Samsun hariç dünyanın her şehrinde ve her ülkesinde hakem kim olursa olsun Alim Öztürk’ün vurduğu kafa gol olarak tabelaya yazılırdı. Üstelik en tertemiz tarafından… Oğuzhan Çakır, göz göre göre tertemiz golümüzü yedi!
VAR sadece bize YOK bunu bir kez daha gördük. Emek hırsızlığı tanımlaması da böylesi bir rezaleti açıklamaya yetmez…
Bu ligde her rakip ve her hakem yenilebilir. Liderlik koltuğuna oturmanın getireceği baskı yenmesi en zor olandı bence, onu da yendik. Hem de yirmi bini aşkın taraftar önünde…
76.dakikaya kadarki başlık net; ‘taraftara yazık’ onu bir kenara koyalım…
İlk aklıma gelen ‘liderlik aşkına’ olabilir mesela…
‘Üç atar iki sayarız’ da, ‘hakemi de rakibi de yendik’, ‘hakeme rağmen’, ‘nefesimizi tuttuk’, ‘attığımızdan çok kaçırdık’, ‘hakem faciası’ da olabilir…
Belki de en uygunu; ‘yata yata yetmedi’ sanırım…
Hedefe giden yolda her karşılaşma final niteliğinde. Bunda hem fikiriz sanırım. Yine de Erzurumspor karşılaşması bu niteliğin bir tık ötesindeydi.
Çünkü alınacak üç puan liderlik koltuğu demekti…
Liderlik koltuğuna oturmak için önce o psikolojinin yarattığı baskıyı, sonra lige tutunmaya çalışan rakibi yenmek gerekiyordu. Mücadele azmimiz, şampiyonluğa olan inancımız ve gücümüz elbette ki bunun için yeterliydi. Ne var ki denklemde hakem Oğuzhan Çakır’ın kendine önemli rol biçtiğini bilemedik(!)
Üç puana ulaşabilmek için; liderlik psikolojinin baskısı, can havliyle lige tutunmaya çalışan rakip ve hakem Oğuzhan Çakır’ı aynı anda yenmemiz gerekiyormuş.
Zor oldu ama yendik…
Samsun hariç dünyanın her şehrinde ve her ülkesinde hakem kim olursa olsun Alim Öztürk’ün vurduğu kafa gol olarak tabelaya yazılırdı. Üstelik en tertemiz tarafından… Oğuzhan Çakır, göz göre göre tertemiz golümüzü yedi!
VAR sadece bize YOK bunu bir kez daha gördük. Emek hırsızlığı tanımlaması da böylesi bir rezaleti açıklamaya yetmez…
Bu ligde her rakip ve her hakem yenilebilir. Liderlik koltuğuna oturmanın getireceği baskı yenmesi en zor olandı bence, onu da yendik. Hem de yirmi bini aşkın taraftar önünde…