Lige iyi bir giriş yapamayan ve milli aranın ardından yeni bir başlangıç hayal eden Samsunspor, Menemen deplasmanında çok ağır bir darbe yedi. Sahasında Ümraniye ile berabere kaldıktan sonra ikinci sırayla arasındaki puan farkının 7'ye çıkmasına engel olamayan Karadeniz ekibi, bu mağlubiyet sonrası farkın 10'a çıkmasıyla ilk iki hedefinden iyice uzaklaştı.
Samsunspor'da sahaya çıkan ilk 11'de önceki maçta sakatlanan Burak'ın yerine Barış Başdaş, Boli'nin yanında savunmanın göbeğini oluşturdu. Sağ bekte Ali'ni yerine, Alaattin görevi devraldı, orta alanda Hasan Kılıç ve Melih kesik yerken, Fofana ve Cihan 11'de yer buldu.
Maçın başında Menemenspor, topu rakibe verip savunmada kalmayı ve Samsunspor'un kontraatak yeme zaafiyetinden faydalanmayı hesapladı. Ancak ev sahibi ekip golü Samsunspor'un bu zaafından değil, duran top cömertliğinden faydalanarak buldu.
Ligin en çok korner kullanıp da bunların hiçbirinden gol çıkaramama beceriksizliğini apolet olarak omzuna takan Samsunspor maalesef yine bir korner golüne kurban gitti. Hemen ardından bir korner golü daha yiyorduk ki, Soner çizgiden çıkarttı. Savunma hava toplarında rakibe bu kadar rahat vurma imkanı tanırsa daha çok canımız yanar.
Samsunspor yenik duruma düştükten sonra beraberlik ararken güzel bir gol buldu. Diamonde 35 metre civarından topa öyle sert vurdu ki, kaleci müdahale etmesine rağmen golü önleyemedi. Aslında ilk yarıyı önde de kapatabilirdik. Ama Boli kalenin dibinde topa hemen vurmak yerine törenle vurmayı deneyince rakip savunma da ona vize vermedi.
İkinci yarı bir umutla kazanmak için başlarız diye bir hayal kurduk, kurduğumuzla da kaldık. Santra ile birlikte Menemen'i kalemizde gördük ve çok komik bir penaltı kararı sonrası yeniden geriye düştük. Ardından 2-2'yi bulmak üzereydik; ama Cihan sağ çaprazda topu soldaki bomboş arkadaşına ''Al da at'' pası vermek yerine macerayı tercih etti ve topa öyle kötü vurdu ki, dağlara taşlara... Skor 2-2'ye gelse sahada farklı bir senaryo olabilirdi.
Bu pozisyondan iki dakika sonra bir şok gol daha yedik. Menemen, aradığı kontrayı yakaladı ve Ahmet sol çaprazdan yaptığı vuruşla skoru 3-1'e getirdi.
Cihan'ın maç görüntülerini alıp bu iki pozisyonu defalarca izlemesini tavsiye ediyorum. İyice baksın ve topa Ahmet gibi vurabilecekse vursun. Yoksa topu boş durumdaki arkadaşına versin. Bu işin şakası yok. Şampiyonluğa oynayan koskoca bir camia böyle basit yanlış tercihlerle hedeften uzaklaşmamalı.
3-1'ten sonra Samsunspor 1-2 dakika sahada ne yaptığını bilemez bir şekilde oynasa da biraz da şansın yardımı ile karambolde Tomane farkı 1'e indirdi. 3-2'den sonra Samsunspor beraberlik ve hatta galibiyet alabilecek o kadar çok şans yakaladı ki, maçı 5-6 gollü bir skorla bile kazanabilirdi.
Ama gol atacak 'usta ayağın', 'altın kafan' yoksa sinekten yağ çıkarırcasına uğraşlarla elde ettiğin fırsatları da gole çeviremiyorsun.
Tomane'nin gördüğü kırmızı kart ise gardımızı düşürdü. Her ne kadar 10 kişi kalınca da beraberliği arar gibi görünsek de 3-2'den sonraki oyun hırsı ve iştahımız kalmamıştı.
Sonuçta 8. maçımızı oynadık. 3. yenilgiyi aldık. 24 puanın 13'ünü kaybettik. Sezon başından beri aksayan yönlerimizin hiçbirini düzeltemedik. Bazı iyi yönlerimiz de eksiye doğru gidiyor. Allah sonumuzu hayırlı etsin.
Yazının sonuna geldik. Başlıkla ilgili yazıda herhangi bir şey yazmadım. Ben yazmadım ama anlayan anlamıştır herhalde...
Samsunspor'da sahaya çıkan ilk 11'de önceki maçta sakatlanan Burak'ın yerine Barış Başdaş, Boli'nin yanında savunmanın göbeğini oluşturdu. Sağ bekte Ali'ni yerine, Alaattin görevi devraldı, orta alanda Hasan Kılıç ve Melih kesik yerken, Fofana ve Cihan 11'de yer buldu.
Maçın başında Menemenspor, topu rakibe verip savunmada kalmayı ve Samsunspor'un kontraatak yeme zaafiyetinden faydalanmayı hesapladı. Ancak ev sahibi ekip golü Samsunspor'un bu zaafından değil, duran top cömertliğinden faydalanarak buldu.
Ligin en çok korner kullanıp da bunların hiçbirinden gol çıkaramama beceriksizliğini apolet olarak omzuna takan Samsunspor maalesef yine bir korner golüne kurban gitti. Hemen ardından bir korner golü daha yiyorduk ki, Soner çizgiden çıkarttı. Savunma hava toplarında rakibe bu kadar rahat vurma imkanı tanırsa daha çok canımız yanar.
Samsunspor yenik duruma düştükten sonra beraberlik ararken güzel bir gol buldu. Diamonde 35 metre civarından topa öyle sert vurdu ki, kaleci müdahale etmesine rağmen golü önleyemedi. Aslında ilk yarıyı önde de kapatabilirdik. Ama Boli kalenin dibinde topa hemen vurmak yerine törenle vurmayı deneyince rakip savunma da ona vize vermedi.
İkinci yarı bir umutla kazanmak için başlarız diye bir hayal kurduk, kurduğumuzla da kaldık. Santra ile birlikte Menemen'i kalemizde gördük ve çok komik bir penaltı kararı sonrası yeniden geriye düştük. Ardından 2-2'yi bulmak üzereydik; ama Cihan sağ çaprazda topu soldaki bomboş arkadaşına ''Al da at'' pası vermek yerine macerayı tercih etti ve topa öyle kötü vurdu ki, dağlara taşlara... Skor 2-2'ye gelse sahada farklı bir senaryo olabilirdi.
Bu pozisyondan iki dakika sonra bir şok gol daha yedik. Menemen, aradığı kontrayı yakaladı ve Ahmet sol çaprazdan yaptığı vuruşla skoru 3-1'e getirdi.
Cihan'ın maç görüntülerini alıp bu iki pozisyonu defalarca izlemesini tavsiye ediyorum. İyice baksın ve topa Ahmet gibi vurabilecekse vursun. Yoksa topu boş durumdaki arkadaşına versin. Bu işin şakası yok. Şampiyonluğa oynayan koskoca bir camia böyle basit yanlış tercihlerle hedeften uzaklaşmamalı.
3-1'ten sonra Samsunspor 1-2 dakika sahada ne yaptığını bilemez bir şekilde oynasa da biraz da şansın yardımı ile karambolde Tomane farkı 1'e indirdi. 3-2'den sonra Samsunspor beraberlik ve hatta galibiyet alabilecek o kadar çok şans yakaladı ki, maçı 5-6 gollü bir skorla bile kazanabilirdi.
Ama gol atacak 'usta ayağın', 'altın kafan' yoksa sinekten yağ çıkarırcasına uğraşlarla elde ettiğin fırsatları da gole çeviremiyorsun.
Tomane'nin gördüğü kırmızı kart ise gardımızı düşürdü. Her ne kadar 10 kişi kalınca da beraberliği arar gibi görünsek de 3-2'den sonraki oyun hırsı ve iştahımız kalmamıştı.
Sonuçta 8. maçımızı oynadık. 3. yenilgiyi aldık. 24 puanın 13'ünü kaybettik. Sezon başından beri aksayan yönlerimizin hiçbirini düzeltemedik. Bazı iyi yönlerimiz de eksiye doğru gidiyor. Allah sonumuzu hayırlı etsin.
Yazının sonuna geldik. Başlıkla ilgili yazıda herhangi bir şey yazmadım. Ben yazmadım ama anlayan anlamıştır herhalde...