Ne diyordu Hüseyin Eroğlu; ‘güzel İzmir havasında’… Aynen öyle oldu, güzel İzmir havası aldık, üstelik yirmi maçlık yenilmezlik unvanı pahasına...
Hüseyin Eroğlu’nun İzmir sevgisi ve iki mağlubiyet!
İzmir’de yaşayıp Samsun’da çalışıyor olmak başka şey, İzmir’de yaşayıp da Samsunsporlu olmak başka şey.
Altınordu maçı sonrası olduğu gibi bu mağlubiyetin etkilerini uzun bir süre yaşayacağız...
Hüseyin hocam duygusallık profesyonelliğin önüne geçmiş gibi…
Her şeyin sonu var elbette ama böylesine silik ve kimliksiz futbolla olmasaydı keşke. Bize yakışan savaşıp yenilmekti…
Bu sezon birçok maçını canlı izlemiş biri olarak net söylüyorum; Göztepe bu değil. Rakip Y.Samsunspor olunca iş değişiyor. Farklı istek, farklı hırs ve yenilmezlik serimizi bitirme arzusuyla motive olarak karşımıza çıkıyorlar. Bugüne kadar bunun çokça örneğine şahit olduk.
Tabii Y.Samsunspor da bu değil…
Tutuk başladığımız ilk yarıyı tutuk bitirdik. Her bölgede yokları oynadık. Defansımızın arkasına atılan (ki gol öyle geldi) toplara önlem almak yerine kenar yönetiminin izlediği gibi izledik. ‘Göztepe oynadı biz izledik’ de denebilir.
Bırakın pozisyon bulmayı sahamızdan çıkmakta zorlandık. 51’inci dakikada yediğimiz golden sonra ufak bir kıpırdanma oldu hepsi o…
Direğin hemen üzerinden dışarı giden, Osman Çelik’in kafası, Fofana’nın şutu dışında rakip kalede yoktuk. Topu üçüncü bölgeye taşıyamıyorsan şayet; o kadarı da fazla ya…
Ben dâhil erken mi havaya girdik acaba? Bu sezon hiç olmadığı kadar şampiyonluğa yakınız. Ve matematiksel olarak garantilenmeden her şey bitmiş diyemeyiz, dememeliyiz.
Şampiyona yakışmayan futbol ve beklenmedik yenilgi… Ne sahaya sürülen on bir, ne yapılan değişikler bunu değiştiremedi.
Her şerde bir hayır vardır. İnanıyorum ki bu sonuç işi sıkı tutmamıza vesile olacak.
Hüseyin Eroğlu’nun İzmir sevgisi ve iki mağlubiyet!
İzmir’de yaşayıp Samsun’da çalışıyor olmak başka şey, İzmir’de yaşayıp da Samsunsporlu olmak başka şey.
Altınordu maçı sonrası olduğu gibi bu mağlubiyetin etkilerini uzun bir süre yaşayacağız...
Hüseyin hocam duygusallık profesyonelliğin önüne geçmiş gibi…
Her şeyin sonu var elbette ama böylesine silik ve kimliksiz futbolla olmasaydı keşke. Bize yakışan savaşıp yenilmekti…
Bu sezon birçok maçını canlı izlemiş biri olarak net söylüyorum; Göztepe bu değil. Rakip Y.Samsunspor olunca iş değişiyor. Farklı istek, farklı hırs ve yenilmezlik serimizi bitirme arzusuyla motive olarak karşımıza çıkıyorlar. Bugüne kadar bunun çokça örneğine şahit olduk.
Tabii Y.Samsunspor da bu değil…
Tutuk başladığımız ilk yarıyı tutuk bitirdik. Her bölgede yokları oynadık. Defansımızın arkasına atılan (ki gol öyle geldi) toplara önlem almak yerine kenar yönetiminin izlediği gibi izledik. ‘Göztepe oynadı biz izledik’ de denebilir.
Bırakın pozisyon bulmayı sahamızdan çıkmakta zorlandık. 51’inci dakikada yediğimiz golden sonra ufak bir kıpırdanma oldu hepsi o…
Direğin hemen üzerinden dışarı giden, Osman Çelik’in kafası, Fofana’nın şutu dışında rakip kalede yoktuk. Topu üçüncü bölgeye taşıyamıyorsan şayet; o kadarı da fazla ya…
Ben dâhil erken mi havaya girdik acaba? Bu sezon hiç olmadığı kadar şampiyonluğa yakınız. Ve matematiksel olarak garantilenmeden her şey bitmiş diyemeyiz, dememeliyiz.
Şampiyona yakışmayan futbol ve beklenmedik yenilgi… Ne sahaya sürülen on bir, ne yapılan değişikler bunu değiştiremedi.
Her şerde bir hayır vardır. İnanıyorum ki bu sonuç işi sıkı tutmamıza vesile olacak.