Samsunspor Başkanı Yüksel Yıldırım’ın Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan’dan talep ettiği “Yer verin, şehir merkezinde yeni bir stadyum yapayım” teklifi pek çok kişide heyecan yaratırken, tek bir kişi, bu istekten rahatsızlık duydu.
Yüksel Yıldırım, 2017’de yapılan, adı gibi yeni bir stadyum var iken, durduk yerde böylesine maliyeti yüksek bir stat yapılması teklifinde bulunmaz. Ama o da biliyor ve kabul ediyor ki bu stadın yeri bu şehre uygun değil.
Stadın dezavantajlarını sayabiliriz ama avantajlarını saymamı benden beklemeyin çünkü YOK!
Stadın şehir merkezinden uzaklığı 17,2 km.
Normal trafikte 18 dakikada gidebilirsiniz ancak yoğunluk nedeniyle bu imkânsızdır. 45 dakikayı yazın bir kenara.
Stadın yetersiz, girişi çıkışı labirenti andıran otoparkını kullanma şansınız yok derecede imkânsızdır. Çaresiz Tekkeköy ilçesinin ara sokaklarına aracınızı park edip, 500-600 metre yol yürümek zorunda kalırsınız.
Stadın yolları köstebek yuvasıdır. Bir türlü yapılması düşünülmemiştir. Çukurlara girer çıkarsınız. Sonrasında da amortisörleri değiştirmek zorunda kalırsınız.
Stada vardığınızda içeri girmek için cehennem azabı çekersiniz. Girdiğinizde ise içinizden kurban kesesiniz gelir.
Ve en önemlisi;
Stadın çevresindeki sanayi kuruluşlarının bacalarından çıkan zehirli gazlar genzinizi yakar, ciddi anlamda rahatsızlık çekersiniz.
O bacalardan çıkan hava yağmurlu anlarda üzerinize çisil çisil petrol ürünlerinin yağmasına neden olur. Bu nedenledir ki her maç öncesi onlarca kadın eleman kiralanarak 33 bini aşkın koltuk tek tek temizletilir. Stat merdivenleri siyah tozla kaplı olduğundan ayakkabılarınız ve üzeriniz bir güzel batar.
Olumsuz hava koşulları nedeniyle sahanın zeminindeki çimler gelişme gösteremez, tüm teknolojik çalışmalara rağmen çimler istenen sağlıkta olamaz.
Yağmurlu havalarda su sızıntıları koridorlarda, odalarda kendini gösterir. Bazı katlarda duvarların sıvalarının döküldüğünü, demirlerin ortaya çıktığını çıplak gözle görebilirsiniz.
Şehre uzak, sanayi sitesi içerisinde bulunan yılda toplasanız 20 maç oynanan bir mekândan bahsediyorum. 365 günün 345 günü kapıları kapalı, atıl durumdaki bir beton yığınından.
Hiçbir artı getirisi olmayan yaşayan değil, ölü bir stat.
Eloğlu böyle tesisleri halkın ayağına getirir, bizlerde halktan uzaklaştırırız. Antep ve Adana’yı örnek olarak göstermek mümkün. Şehrin merkezindeki stadı yıkıp, kilometrelerce uzaklığa taşıdılar.
Yıkılan yerlerde parka çevrildi.
Türkiye Avrupa Futbol Şampiyonasına ev sahipliği yapacak. Çeşitli şehirlerde maçlar oynanacak. Bunlar arasında yukarıda ki sebeplerden ötürü Samsun’un adı geçmemiştir. Yukarıda ki özelliklere sahip bir mekânı kimse düşünmek istemez.
Başkan Yıldırım’ın stat yapımı teklifini doğru bir düşünce olarak görenlerdenim. Yıkılması gündemde olan Gülsan Sanayi Sitesine konut yapılacağına yaşayan bir stat, alışveriş alanları, Spor tesisleri, çarşı düşünülebilinir.
İyi de olur.
Hariçten gazel okuyanlara aldırış etmeden…