Veya ilk ve son on dakika varmış, diğer bölümde yokları oynamış...
Yine altı puan değerindeki karşılaşma, yine boynumuz bükük…
A.Demirspor ve Kasımpaşa karşılaşmalarındaki takımı bir kez daha aradı gözlerimiz. ‘Galibiyet serisini devam ettiremedik ama mağlup da olmuyoruz’ derken Alanyaspor’a tosladık.
Ama ne toslama!
Pozisyonları harcama yarışına girmeselerdi tarihi fark olacaktı.
Hâlbuki maça iyi başlamıştık. Hatta golle de başlayabilirdik. Ne yazık ki havayı dövmeyi tercih ettik.
Hele savunmanız ağır ise hızlı oyuncular karşısında acze düşmeniz kaçınılmaz oluyor. Boş alan nasıl yaratılır, nasıl kullanılır ve nasıl kontratağa çıkılır konusunda ders aldık ama faturası ağır oldu.
İki hızlı hücum, birbirinin kopyası iki gol…
Allah’tan tutanımız günündeydi de fark açılmadı. Zaten sahada tek iyimiz vardı; Okan Kocuk…
Markus Gisdol, önlem almak yerine neden izledi ve neden devrenin bitmesini bekledi anlamış değilim…
Kanatlarımız resmen yolgeçen hanına döndü…
‘Sabaha kadar oynasak gol atamayız’ diye düşünürken, kaleyi bulan ikinci topumuz gol oldu. Oyunun son bölümünde gördük ki rakibin üzerine gidip hataya zorlayamamışız! Biraz üzerine gidince neler olduğunu gördük. Golü de öyle bulduk zaten…
Cepten yedik diyeceğim ama cep delik cepken delik. Ve dikiş de tutmuyor.