Bir yanda; kötü gidişe dur deme, diğer yanda; deplasman başarısına bir yenisini ekleme düşüncesi…
Tribünlerdeki dostluk gösterileri altında başlayan karşılaşmada; düşüncesini sahaya doğru yansıtan ve istediğini alan Samsunspor oldu.
Bir başka deyişle; Thomas Reis ‘taktik savaşında’ gülen taraftı.
Dış sahadaki galibiyet serisine bir halka daha ekledi.
Anlaşılan bu sezon deplasmanlarda farklı bir Samsunspor izleyeceğiz.
Samsunspor, tipik deplasman takımı hüviyetindeydi. Rakibi sahasında karşıladı ve uzun toplarla gol aradı. Nitekim üç puanı getiren golü de öyle buldu.
İlk yarının özeti; zaman zaman Rize takımının, zaman zaman da bizim etkili olduğumuz, pozisyon kısırı orta saha mücadelesi şeklindeydi. Her iki takım da devreyi iki pozisyonla kapattı.
İkinci yarı da farklı görüntü yoktu. Hemen başında attığımız gol dışında tabii…
Bir farklı skorların risk olduğu hepimizin malumu… Bu sezon sadece deplasman galibiyetleriyle değil, skoru korumakta da başarılı olduk. Üstelik rakibe iki net pozisyon verdiğimiz halde…
Her maçın bir ‘kahramanı’ vardır. Sanırım Zeki Yavru tüm maçların kahramanı olmayı kafaya koymuş..! Yaptığı milimetrik asist ile haftayı üç puanla kapatmamızın mimarlarından oldu. Bu haftaki golümüzün adı; Ntcham… Boş pozisyondaydı ancak kalabalık defansın arasından, iyi bir vuruşla topu ağlara yolladı.
Geçen hafta Celil Yüksel’in yerinin ilk on bir olduğunu düşündüğümü belirtmiştim. Beni yanıltmadı. Onunla orta sahamıza dinamizm geldi. Rakibi bozdu, top çaldı, organize olmasını engelledi. Ah bir de topla az oynasa…
Zeki Yavru, Satka ve Van Drongelen, her zamanki gibi defansın sigortalarıydı. İlk yarı aksasa da Marc Bola da ikinci yarı onlara katıldı.
Bence ‘kümede kalma’ şiarıyla sezona başlayan takımın, altı hafta sonunda puan cetvelindeki yeri hiç de fena değil…