Toparlanmaya ve tehlikeli bölgeden uzaklaşmaya çalışan iki takımın mücadelesiydi. Dersini çalışmış, daha iyi hazırlanmış ve rakibini daha iyi analiz etmiş olan rakip Konyaspor’du. Tabii üç puan isteğini de bolca sergileyen de…
Kötüydük…
Son haftalarda izlediğimiz takımdan eser yoktu. Galibiyet serisini ve alışkanlığını devam ettirebilecek oyun ortaya koyamadık.
Öyle ki; iyi futbol, güzel sonuç beklentimiz maalesef; ‘buna da şükür’ e evirildi.
Bugüne kadar rakiplerimizle oynadığımız altı puan değerindeki karşılaşmalara konsantre olamadığımıza çokça şahit olmuştuk. Konyaspor karşısında da aynı tarifeyi hayata geçirdik...
Karşılaşma tempolu başladı. Ne var ki tempolu oyun uzun sürmedi. Orta saha mücadelesi şeklini aldı. Pozisyonsuz giderken de sahneye yine ve yeniden Lubomir Satka çıktı…
Sayan var mı bu yaptırdığı kaçıncı penaltı?
Golden sonra reaksiyon vermemiz gerekirken, rakibin arka arkaya girdiği pozisyonları izlemekle yetindik. Koskoca kırk beş dakikada sadece bir kez gole yaklaştık, onda da Ntcham topu kaleciye nişanladı.
İkinci yarı da ‘rakip oynadı biz seyrettik’ desek yeridir. Allahtan imdadımıza penaltı yetişti de bir puanı kurtardık. Yoksa bu futbolla sabaha kadar oynasak skor üretebilir miydik, tartışılır…
Ortaya konan kötü oyuna mı yanalım, altı puan değerindeki karşılaşmadan, üstelik sahamızda bir puanla ayrıldığımıza mı bilemedim.
Orta sahası olmayan ve şişirme toplarla sonuca gitmeye çalışan takımdan, bu kadar.
Dedim ya; buna da şükür…
Kötü oyuna bir puan, iyi puan…
Bu takım kötü bir takım.devre arası sağlam 3/4 tranfer yapilmazsa en büyük düşme adayidir