Bu başlığı attım ama başlık; “hakeme rağmen” de olabilirdi pekâlâ…
Veya ‘Dört çarpı dört Samsunspor’…
‘Ligde Samsunspor fırtınası esiyor’…
‘Yine doksan artıda güldük’de…
Başlık ne olursa olsun, tutuk başlayıp tutuk götürdüğümüz maçı, çok iyi skorla bitirdik. Ve deplasmanda dördüncü galibiyetimizi alarak üst sıraları zorlayan bir konuma geldik.
Hiç kuşku yok ki A.Demirspor; Samsunspor maçını lige tutunmak için fırsat olarak görüyordu. Ve demir attığı dipten kurtulmak için can havliyle ve tüm gücüyle saldıracaktı.
Öyle de oldu…
Thomas Reis’ın uyarıları da bu yöndeydi zaten…
Öncelikle A.Demirspor’u tebrik etmek lazım. Çok iyi oyun ortaya koydular. Sayısız pozisyona da girdiler. Önemli pozisyonlarda, Okan Kocuk topun filelerle buluşmasına izin vermedi.
Özellikle ilk yarı takımı tanımakta zorlandık. ‘Oyuncular maça mental olarak hazırlanmamış’ diye düşündüren çok şey vardı.
Uyduruk penaltıyla maça geriden başlamış olmamızı bir kenara bırakırsak, ne rakip sahada organize olabildik, ne tehlike yaratabilecek pozisyon üretebildik, ne de rakip kaleye isabetli şut çekebildik. Üstüne üstlük, savunmamızda ikisi gereksiz üç sarı kart gördük. Kart göreceksen Van Drongelen gibi göreceksin…
İkinci yarı da farklı bir görüntü yoktu. Muja’nın bir kez daha sahneye çıkmasına kadar tabii… 58’de Muja’nın ayağından beraberlik golümüz geldi. Çalışılmış taç organizasyonuydu…
Galibiyetimizde, yapılan değişiklerin katkısı tartışılmaz. Sonradan oyuna dâhil olanlar skoru belirledi. Soner Aydoğdu, bir asist bir gol. Dimata, bir asist bir golle maçı tamamladı.
Bizim iyi, rakibin kötü olduğunu kimse söyleyemez. Bizden daha üretkendiler, ne var ki şans bizim yanımızdaydı.
Kötü günde olup kazanmayı bilmek de bir meziyet… Bu seferlik böyle oldu, önümüzdeki maçlara bakalım.