Bugüne kadar birçok karşılaşmaya birçok isim yakıştırdık. Ancak bu karşılaşmaya isim yakıştırmayı başaramadım.
Beceriksiz ve basiret yoksunu yöneticilere şahit oldum. Parasızlıktan dolayı kapanan tahtalara, acze düşmüş ve düşürülmüş olmasına, liste çıkamayan kongrelere, şanlı armanın kayyum eline bırakılmasına...
Lakin hayatımın hiçbir evresinde heyecanımı bu kadar kaybettiğimi anımsamıyorum.
Adeta tribünler hislerimin ifadesi gibiydi.
Ne var ki sezon başından bu yana ilk kez, bu kadar istekli ve galibiyete bu kadar inanan Y.Samsunspor izlediğimi ifade etmeliyim.
Muhtemelen rakip Hatayspor da benim yaşadığım şaşkınlığı yaşamıştır…
Yine kolayı zora soktuk…
Başrollerde maçın adamı(!) Marius Maoundilmadji vardı elbette. Sayesinde soyunma odasına galip gitmek yerine başımız önde gittik…
Kendisini haftanın bencili ilan ediyorum…
Takımdaki en büyük değişiklik; galibiyete odaklı ve kazanma arzusunun diriliği olarak göze çarptı. Doksan dakika boyunca bu arzudan ve oyun disiplininden bir an olsun kopmadılar.
Pozisyon üretmekten aciz takım gitmiş, yerine rakibi bunaltan ve zamana oynamak zorunda bırakan takım gelmiş…
Kim bilir ‘bu da kaçar mı’ diye kaç pozisyonda ayağa sıçradık.
Alınan galibiyet için ne yazılsa ifadesi eksik kalır. Geç oldu ama umarım galibiyet serisinin başlangıcı olur.
Biraz olsun nefes aldık...
Alınan üç puanın etkisi tribünlerde mutlaka görülecektir, görülmelidir de…
Bir kez daha ifade etmeye gerek yok. Taraftarıyla Y.Samsunspor’un ne anlama geldiğini ve sahada neler yapabildiğini dost da bilir, düşmanda…
Birkaç söz de kadro mühendisimize(!) söylemekte fayda var. Yediğimiz gol, buram buram oyuncu kalitesi kokuyordu…