Ligde kalma parolasıyla sezona başla, on haftada 22 puan toplayarak zirvede yer al…!
İlginç değil mi?
Topladığın 15 puanda ‘dış saha’ etiketi olmasını da buna ekleyin, transfer tahtan kapalı olduğu için yedek kulübenin zayıf olmasını da…
Ondan sonra ‘ilginç’ kelimesi ne kadar açıklayıcı olur buna siz karar verin…
Yine bir deplasmandan alnımızın akıyla çıktık. Tabii kolayı zora çevirerek…
Kolayı zora çevirmekte(!) üzerimize yok sanırım.
On dakika arayla ayağımıza kadar gelen kısmeti maalesef değerlendiremedik. Ve yediğimiz saçma golle soyunma odasına başımız önde gittik.
Olivier Ntcham, küçük çaplı da olsa mucize(!) gerçekleştirdi. Kullandığı iki penaltıyı da değerlendiremedi. 17’de direğe nişanladı, 27’de havayı dövdü…
Üst üste penaltı kaçıran oyuncuya taraftarın tepkisi normal olarak protesto olur.
Başka takımlarda belki ama bizde öyle olmaz, olmadı…
Büyük Samsunspor Taraftarı iki penaltı kaçırmış oyuncusuna ismini haykırarak destek ve moral verdi. Üstelik takım mağlup durumdayken…
Kaç takım taraftarı böylesi görüntü sergileyebilir?
Sadece takımına ve oyuncusuna inanan…
Geçen haftaki yazımda belirtmiştim, Samsunspor’un bu sezonki en büyük özelliği; mağlubiyeti kabullenmeyen ve doksan dakika oyun disiplinine sadık kalan anlayışa sahip olması.
Yine öyle oldu. Geriye düştüğü karşılaşmadan dört gol atarak ayrıldı.
Unutulmaz bir maç daha hafızalarımızdaki yerini aldı. Bu oyuncularla ne kadar gurur duysak azdır.
Emeği geçen herkesi kutluyorum…
Bir dostun tabiriyle yazımı bitireyim. ‘Samsunspor’un içine Barcelona kaçmış’.