Altı puanlık maçtı, bu kez yüzü gülen taraf biz olduk...
Yine rakibimize karşı oynuyorduk ve alınan üç puan lige tutunma adına çok önemliydi.
Oynanmakta olan futbolun hem iyi hem de güzel olmadığını hepimiz gördük, ne var ki alınan üç puan altın değerinde…
Ortaya konan futbolun; akla, estetiğe ve yaratıcılığa uygun olduğu pek söylenemez. Ancak sonuç harika…
Karşılaşmadaki pozisyon kısırlığı; ‘atan galip gelecek’ diyordu. Golü öyle bir dakikada bulduk ki rakibin tüm konsantrasyonu alt üst oldu, gardı düştü ve bir çeşit teslimiyet sergilendi. Bunu yapılan pas hatalarında görmek mümkün.
Oysa karşılaşmaya etkili başlayan ve üç puanı isteğini daha çok sergileyen Karagümrük takımıydı…
Başlama düdüğüyle birlikte, oyunu forse eden ve tempoyu belirleyen de…
Dönen topları zaten hiç sormayın…
Sonrasında maç; seyir zevki yerlerde sürünen ve heyecanı olmayan bir hal aldı. Buna rağmen her iki yarıda da skoru değiştirme fırsatı yakaladık. 26.dakikada Emre Kılıç, 77’de Ercan Kara ile gole yaklaştık.
2.yarıda oyunda dengeyi sağladık.
Ne var ki oyun orta saha mücadelesinden öteye geçemedi.
Gistol, yaptığı değişiklerle oyunu biraz daha kanatlara yıkmayı hedefledi. Lakin defans arkasına atılan toplar ya rakip savunmada eridi ya da yerini bulmadı.
Önce Fofana’yı, ardından defansta iyi işler yapan Mustafa Tan yerine Osman Çelik’i oyuna aldı. Hedef; pivot özelliği olan Ercan Kara’nın kafasından gol bulabilmekti.
Bunda da başarılı oldu…
Oyuna pek takılmıyorum çünkü; sonuç harika…