Geçen haftaki yazımı ‘şimdi artık rakipler düşünsün’ diye bitirmiştim.
Çünkü ortaya konan futbol umut vermişti.
Bitirdiğim yerden devam etmek isterdim ancak; umutlarım beni terk etti.
Ligde kalmayı matematiksel olarak garantilememiş olsak da, kritik haftada alınan üç puanla, düşme potasıyla aramıza koyduğumuz mesafe ile oldukça rahat konumdaydık.
Gördük ki; rehavet galip gelmiş...
Yine gördük ki; iyi futbolumuz bir maçlıkmış.
Hâlbuki Konya takımı için durum hiç de öyle değil. Hem geçen haftaki iyi oyunlarını sürdürdüler, hem de üç golle süslediler.
Bir başka gördüğümüz ise; geçen zaman takımı tanınmaz hale getirmiş..!
Oysa beklentimiz; stresten biraz daha uzaklaşmanın oyunumuza pozitif yansımasıydı.
Bırakın pozitif yansımayı, takımı tanımakta zorlandık…
Ortaya konan ‘rezil’ oyunun başka açıklaması olmasa gerek?
İlk yirmi sekiz dakikada iki, otuz sekiz dakikada üç gol..!
Allahtan Konya takımı skoru yeterli gördü de skor, tarihi farka doğru yelken açmadı.
Tarihi fark yemedik ama geçen haftaki fiyakamız fena bozuldu.
Maalesef Gisdol’un ne yaptığı değişiklikler ne de saha içindeki rotasyonları sonuç vermedi. Lakin ‘hasta’ müdahaleye cevap verecek durumda değildi, ‘tam şok’ durumu mevcuttu.
Konya takımı ikinci yarı topu bize bıraktı. Biz de bal yapmayan arı misali sahada dolandık durduk.
O kadar süre topa sahip ol ama tek bir pozisyon üreteme..!
Ligde ilginç sonuçlar alındı. Oynanan ‘rezil’ futbolu ve alınan kötü sonucu unutamayız ama puan cetvelindeki yerimizi koruyor olmamızı teselli olarak kabul edebiliriz.
Bu da haftanın artısı olsun…