Son cümlemi baştan yazayım; Y.Samsunspor, öyle bir yumruk salladı ki Trabzonspor’a, neredeyse omuzu çıkıyordu. Eee boşluğa yumruk atmanın yan etkileri de var tabi…
İşin latifesi bir kenara; rahat nefes aldık. Bir başka deyişle; düşme korkusunu rafa kaldırdık.
Maçın kahramanı çok olunca adaylar arasında tercih yapmak da haliyle zor oluyor. Ancak tribünleri dolduran ve son düdüğe kadar susmayan Büyük Samsunspor taraftarı birinciliği kimselere bırakmaz…
Tribünlerin coşkusu, saha içinde konsantrasyon anlamında ne denli etkili oldu gördük. Biraz daha ileri giderek, ‘kazanma isteğine’ kamçı etkisi yaptı da denebilir.
Öylesine bir atmosfer yarattılar ki; maçın havasını, belki de kaderini değiştirdiler. İkinci sıraya; rakibini iyi tahlil eden Markus Gisdol ve teknik ekip kolayca oturur. Geçen haftanın yıldızı ve en önemli gol silahı Onuachu’nun ateşleme iğnesi, alınan tedbirle resmen söküldü.
Ya son düdüğe kadar rakip sahada yapılan müthiş prese ne demeli?
Maçın asıl kahramanı oyuncularımıza gelince…
Trabzonspor karşısında tek bir yıldız yoktu. Farklı skora her biri tek tek katkıda bulundu. Her biri yıldızlaştı. Oyuna sonradan girenler de da buna dâhil…
Yine de Markus Gisdol’a sormak isterim, Marc Bola’yı ilk on bire yazmak için neden bu kadar bekledin? Veya Yunus Emre Çift gibi bir yeteneği neden kullanmaktan imtina ediyorsun?
Maçtan önce ‘maç oynanmadan bir puana razı mısın’ diye sorsalar, tereddütsüz ‘evet’ derdim. Erken gol bulma ve skor avantajını iyi kullandık ve haftayı üç puanla kapattık.
Küme düşme hattı ve stres ile aramıza hayli mesafe koyduk. Şimdi rakipler düşünsün…