Akıl alacak gibi değil…
Gel de ‘futbolda şans her şeydir’ sözüne inanma.
Direkleri bir türlü geçemediğimize mi üzülelim, uzatmalarda gelen gole mi sevinelim?
Bitmedi…
Üç puana hasret kaldığımıza üzülelim, uzatmalarda da olsa puanı söküp aldığımıza mı sevinelim?
Bitmedi…
Henüz dördüncü dakikada öne geçme şansını kullanamadığımıza mı üzülelim, son düdüğe kadar maçı bırakmadığımıza mı sevinelim?
Bitmedi…
Maçın ilk ve son bölümü hariç, ne yaptığını bilmez ‘kimliksiz’ oyunumuza mı üzülelim, geç de olsa kimliğimizi bulduğumuz dakikalara mı sevinelim?
Kararı size bırakıyorum…
Futbolun hatalar oyunu olduğuna bir kez daha şahit olduk. Dengede giden oyunda, pozisyon içinde olmayan rakibe Alim Öztürk - Van Drongelen ortaklığıyla, öne geçme hediyesini verdik.
Oysa baştan sona denk güçlerin mücadelesini izledik. Zaman zaman Adana takımı, zaman zaman biz oyunu forse ettik.
Kaliteli ayaklardan kurulu ve ne yaptığını bilen kaliteli bir takıma karşı oynadık. Ve Alanya maçından sonra bir kez daha gördük ki hızlı kanat oyuncularına sahip takımlar karşısında savunmada acze düşüyoruz.
Bunu da zaaf hanemize yazalım…
Alkışlarım yine Okan Kocuk’a…
İlk yarının son dakikasında yaptığı inanılmaz kurtarış, maçın kaderini belirledi. Fark ikiye çıkmış olsaydı, işimiz hayli zor olacaktı.